Uydu üzerinde yayın yapan ulusal tv TEMPO TV'de canlı olarak yayınladığımız, 'Gazetecilerle Gündem' adlı programımızda konuklarımız Seyfullah Aydın ve Cemal Uygur ile kayyum atamalarını tartışıp, eve döndüğümde günün yanı sıra geride kalan haftanın yorgunluğu ile kendimi attığım yatakta uyanır uyanmaz yeni haftanın ilk saatlerinde yine kayyum haberleri ile karşılaşıyordum.
Ve toparlanıp, başına geçtiğim bilgisayarımda Esenyurt'tan sonra Mardin Büyükşehir Belediyesi, Batman Belediyesi ve Şanlıurfa'nın Halfeti'den gelen görüntüler, Esenyurt'tan da gelen görüntülerden farklı değildi.
Ve ülkenin nereye evirilmek istendiğini düşünerek bir haber arayışım esnasında arama yaptığım bir sırada karşıma 2014 ve 2015 yıllarında ele aldığım iki yazım karşıma çıkınca her pazar günleri yayınladığımız 'Gazetecilerle Gündem' adlı son programımızda seslendiğimiz stk'ların neden sesiz kaldığını da konuşmuş, masaya yatırmıştık.
Ve yeni kayyum haberlerini takip edip işime, haberlerime dönmek isterken yıllar önce ele aldığım ve arşivimde karşılaştığım bu iki yazıda ele aldığım stk'lardan birinin de Ülkü Ocakları olduğunu ve onunda yaşananlara karşı ne yaptığını sorgulamış olan bu iki yazımın sadece bildiğimiz stk'lar ın yanında Ülkü Ocakları da, İsrail için hatta adliye koridorlarında 'Şeruat isteruk' diye sık sık mitingler, yürüyüşler yapan 'muhafazakârız' diye bir o kadar dernek, federasyon, konfederasyonun da bu ülke de yaşananlara karşı ses çıkarması gerekmez mi?
Bilmem ama 2014/15 yıllarında ele aldığı aşağıda ki o iki yazımı bir kez daha yayınlayarak, diyorum ki; O gün HES'lerle ilgili olan aşağıdaki yazılarımı bugüne uygun okuyun ve sizde çıkın 'uzatılan elin' böyle mi, kayyumla mı cevaplanmasına bir şey deyin..
Evet işte bugüne yorumlanmasını umduğum 2015/2014 yılarında ele aldığım ve bugün yaşanan kayyum atamaları içinde geçerli olduğuna benzettiğim ve bir stk olan eski Genel Başkanı Sinan Ateş'in Ankara'nın ortasında vurularak öldürülen ve çok tartışılan Ülkü ocakları da dahil yaşananlara 4 maymunu oynayan tüm stk'lara yönelik seslenen o iki yazım şöyle;
Ülkü Ocakları Başkanı Haklı mı?
3 Ağustos 2015 ·
Çatışmaların devam ettiği, evlere ateş düştüğü şu günlerde ikiye ayrılmış olan toplumun sanal ortamda başlattığı savaş alıp, başını giderken yaşanan bu duruma farklı bir yönden bakan Ardahan Ülkü Ocakları Başkanı Ercan Ürker imzalı bir açıklama düşüyor ajanslara..
Bakalım ne demiş Ürker;
Ardahan Ülkü Ocakları Başkanı Ercan Ürker, "Sabah şehit haberiyle sarsıldıklarını iddia edenler akşam pikniklerde denizlerde poz vererek saçma sapan paylaşımlar ile sanki hiç bir şey olmamış gibi davranıyorlar." diyerek sosyal paylaşımlara tepki gösterdi.
Ürker, son günlerde meydana gelen üzücü olaylar sonucunda milliyetçi gözüken bazı kesimlerin bu olaylara verdiği tepkileri şaşkınlıkla izlediğini ifade ederek, saçma sapan paylaşımlarla sanki hiç bir şey olmamış, sanki sabah o kadar asker, polis ölmemiş gibi davranıyorlar. Ne acıdır ki insanlarda artık bu tür olaylara alışmış, bu kadar masum insanımız ölürken bir çok kesimin bunu normalmiş gibi karşılaması ise bizi hayretler içinde bırakıyor . Kişisel paylaşımlar haricinde toplumdan en ufak bir tepki yok." şeklinde konuştu.’
Evet aynen böyle demiş Ardahan Ülkü Ocakları Başkanı Ercan Ürker..
Sizce haklı mı?
Bence haklı..
Çünkü Ürker’in dikkat çektiği bu konunun başka bir versiyonu da biz gazetecilere yönelik yaşanıyor.
Çünkü her çatışma ortamında yaptığımız haber ve yorumlarımız dan memnun olmayıp, sahte mail adreslerinde bizlere demediklerini bırakmayanları satır ve söylemlerinden tanırken, aynı kişilerin klavye kabadayılığı sonrası yaptıkları rezilliklerine de Ardahan Ülkü Ocakları Başkanı Ercan Ürker’in dikkat çektiği sanalda görüyoruz.
Ülkü Ocakları HES’e Karşı Değil mi?
21 Ekim 2014 ·
Kime ait olduğu hala netleşemeyen, Çıldırlı iş adamlarının verdikleri sözleri yerine getirmedikleri için müteahhitin parasının verilmediği için bir türlü teslim edilip, öğrenci kabul edilemeyen Çıldır’daki Öğrenci Yurdu’nun 100 Bin TL. bağışlayıp, Kura Nehrinin ortasına hançer gibi saplanan Kayabeyi HES Barajın da bir işçinin daha öldüğünü haber alıyoruz.
Çoğumuz doğanın ölümünü izlediğimiz gibi bu ölümü de normal karşılanırken, Necati Ünal’ın 80 yaşına geldiği bir süre de bir taş üzerine taş koymadığı Hanak’a 2 dev HES Barajını yaptığından da kimsenin haberi yok..
Olanlar ise Ünal’ın Ankara’da ki lüks otelin de yemek yiyip, Ardahan’a en azında bir 100 kişilik öğrenci yurdu yapma gücü olan Necati amcayı bol bol dinlediler..
Neyse asıl konumuza ve başlığımıza gelelim mi?
Yani Ülkü Ocakları’na sorduğumuz sorumuza cevap alalım mı?
Bilmem ama HDP’liller dediğimi Ülkücülere de demeye devam edeceğim..
Çünkü bu memlekette sadece sorun toplumu kutuplaştıran sorunlar yaşanmıyor, Ardahan’ın başta olmak üzere Göle’nin, Çıldır’ın, Damal’ın, Hanak’ın, Posof’un hatta şu an bulunduğu Ankara'nın onca sorunu karşısında neden bir açıklama yapılmaz, HES’lerin doğayı katlettiği söylenmez, bu yönde hazır kalıp olsa da birer basın açıklaması yapılmaz..
Yoksa Ülkü Ocakları HES’e karşı değil mi?
Şimdi soruyorum dün yaşananlara ve Esenyurt'tan sonra Mardin Büyükşehir Belediyesi, Batman Belediyesi ve Şanlıurfa'nın Halfeti Belediyelerine kayyum atamalarının da içinde olduğu bugün yaşananlara yani 'Kızım sana diyorum, gelinim sen duy' misali olan bu 2015/2014 tarihlerinden ele aldığım bu iki yazıma başta Ülkü ocaklarına olmak üzere tüm stk'lar ne diyorlar acaba?