Suriye iç savaşında kiminin terörist, kiminin El-Kaideci, şeriatçı, kiminin ise muhalifler dediği silahlı güçlerin baş döndürücü ilerlemesi ve namaz kılacaklarının söyledikleri dünyanın en büyük ve en eski camilerinden biri olan Emevi Camisinin olduğu Şam sınırlarına hatta mahallelerine dayandığı sırada Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan'da bir zamanlar Esad sonradan da bir anda Esed dediği Suriye'nin resmi ve sanırım bu gidişle son Cumhurbaşkanı olacak olan Beşşar Esad zorda olduğu Suriye sınırında ki Gaziantep'teydi.
Tesadüfümü yoksa önceden ayarlanmış bir program mıydı bilmem ama sınırda bulunan Gaziantep'te ve Şam'da aynı gün yaşanan bu iki duruma baktığımızda yapılan açıklama ve konuşmalar arasındaki önemli satırlar sizin bilmem ama benim dikkatimi çekiyordu.
Bu açıklamaların en önemlisi ülkemizin başında bulunan ve 'Uzattığımız elin kıymetini anlamayan Suriye'deki ilerlenişin kazasız belası olmasını umuyoruz.' diyen ve ardından yaklaşan yeni yılın Ocak ayının 20'sinde görevi ikinci kez teslim alacak olan Amerika Birleşik Devletleri'nin 47. Başkanı seçilen Donald Trump'un açıklamasıydı.
Trump'un "Suriye darmadağın ve bizim dostumuz değil. ABD'nin hiç bulaşmaması gerekir. Suriye bizim sorunumuz değil. Akışına bırakın ve dahil olmayın" ifadelerini kullanması, son anlarını yaşayan Suriye rejiminin savaşmadan ülkesine terörist dediklerine teslim ederek adeta bir mermi sıkmadan geri çekilen askerlerine %50 zam yapması zaten karışık olan kafaları iyiden iyiye karıştırıyor, bu açıklama ve sözlerin ne anlama geldiği tartılıyor, biçiliyordu.
Bu açıklama ve konuşmalar arasında en dikkat çekici ve bir çok anlam yüklenecek, nereye, kime, kimlere gönderme olduğu çokta dikkat çekmese de asıl konuşulması, tartışılması gerekenin Erdoğan'ın Gaziantep'te şairin şiirleri ile destekleyerek yaptığı açıklamasının Trump'un kafaları karıştıran xtwiter aracılığı ile yaptığı yazılı açıklamasından da daha önemliydi derim.
Çünkü 14 yıldır iç çatışmalara sahne olan Suriye'ye komşu Gaziantep'te konuşan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın burada yaptığı her zamanki uzun konuşmasının içindeki "'Vurun Antepliler namus günüdür' diyerek işgalcileri geldiklerine pişman eden bu gazi şehri nasıl anlatıyor; 'Antep'in içinde tüter ocağım, düşmana yar olmaz yurdum bucağım. Antep kurtulmadan şehit düşersem, doğrulup yeniden vuruşacağım. Antep'in içinde bir ay dolunur uçan kuştan, halim sual olunur. Ölürsem şehidim, kalırsam gazi, Hak katında kadri kıymet bilinir." diye konuşuyordu.
Erdoğan'ın bu satırları arasındaki "'Vurun Antepliler namus günüdür' satırları Türk, Kürt, Sünni, Alevi'nin barış içinde yaşadığı ve savaşta olmayan Türkiye'de yaptığı bu şiirli konuşmasının Suriye'nin resmi idarecilerinin Suriye'deki iç savaşı tetikleyenlerin desteklediği teröristler' dediği silahlı güçlerin Şam'a dayandıkları bir sırada söylenmesi çok ama çok önemli, bir o kadarda anlamlı değil mi?
Evet, Erdoğan'ın bu satırlarla desteklenen konuşmasını yaptığı aynı gün okyanus ötesinden Trump'un bölgeyi hatta dünyayı kana bulayan ülkesinin silahları ile yetinmeyip, 20 Ocak'ta başına geçeceği başkanlık yarışında tam desteğini aldığı xtwittirin füze anlamına gelen mesajı da bir o kadar önemliydi.
Çünkü "Suriye darmadağın ve bizim dostumuz değil. ABD'nin hiç bulaşmaması gerekir. Suriye bizim sorunumuz değil. Akışına bırakın ve dahil olmayın" mesajı ile ne demek istediği çokça tartışılan Trump'un bu açıklamasının kısa bir sürede başına geçeceği ülke Amerika'nın tam destek verdiği ileri sürülen bölgedeki ülkeler ve bu ülkelerin terörist ilan ettiği silahlı güçlerce de ölçülüp, biçiliyordu.
Ha unutmadan bu açıklamalar öncesi Milli Savunma bakanlığı tarafından yapılan, '"Bölgede istikrarın sürdürülmesine yönelik birliklerimiz tarafından gerekli tüm tedbirler alınmakta, sürecin en başından itibaren bölgedeki muhataplarımızla yakın iş birliği ve koordinasyona devam edilmektedir. Yaşanan son gelişmeler ve ortaya çıkan durum, muhalefetin talepleri ve rejimin bunları dikkate almaması nedeniyle uzun süredir çözülemeyen ve Suriye'nin iç dinamiklerinden kaynaklanan sorunlardır.' açıklaması da bir o kadar tartışılmaya değer bir konu olarak hafızalarda yer alırken sınır ötesinde, Suriye'de bu açıklamaya karşılık yapılan açıklamalarda bir o kadar dikkat çekiçiydi.
Kısacası Erdoğan'ın, Ruhi Su ve Ahmet Kaya'nın da seslendirdiği "'Vurun Antepliler namus günüdür' şiirini satırları ile desteklediği Suriye'ye sınır Gaziantep'te yaptığı konuşmanın aynı gün ve saatlerine rastgelen Trump'un 'Suriye bizim sorunumuz değil. Akışına bırakın ve dahil olmayın" xtwiti, Milli Savunma Bakanlığının 'Bölgedeki muhataplarımızla yakın iş birliği ve koordinasyona devam' demesi ve bunlara karşılık darmadağın olan ve renklerle paramparça olan Suriye'de gelen mesaj ve açıklamalar Arap baharının karaya döndüğü günleri izlemeye, yorumlamaya ve kendimizce bölgede oynanan satranç tahtasının dışına çıkmamaya gayret ederek, Vezir gitti sırada Şah demek için yerine oturtmaya devam ediyoruz.