Sürekli insanlara yalan söylerseniz, sürekli yalandan iyi görseninseniz, sürekli yalandan beslenirseniz, sürekli insanlara mavi boncuk dağıtırsanız, sürekli tavşana kaç taziye tut derseniz tabi ki gemi su alır ve gemi batmaya başlar…

Utanmasını kaybeden yalanı bulmuş, müptezel emellerin maskarası olmuş! Bunların yüz derileri riya makyajıyla örülmüş! Allah, hainin ve devşirmenin şerrine fırsat vermesin…

Allah’ım! Yolumuza yalan söylemeyen, iftira atmayan hayırlı insanlar çıkar…

Başkalarını üzerek ilerlemeyi düşünmek, çok kötü bir seçenektir. Hayat kimsenin ağlayarak kaybettiğini bir başkasına gülerek kazandırmıyor. Hayat, er ya da geç insanın başkasına yaşattığı şeyleri kendisine de yaşatıyor...

Peygamber Efendimizin Bir Hadisinde Buyuruyor ki: “Hiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de Cennet’e götürür. Kişi doğru söyleye söyleye sıddık (doğru sözlü) diye yazılır. Yalancılık kötüye götürür. Kötülükte de Cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye kezzab (çok yalancı) diye yazılır.

Zordur temiz kalmak… Yalanın, ihanetin ortasında dik durmak. Ama hayatın koşuludur onurlu, sabırlı, vicdanlı olmak…  Zordur temiz kalmak… Çünkü; kader hesabı görmekte eşsizdir…

Düşünür Yazar Şa’ravi demiş ki: “Birisi sana zulmettiği zaman ondan intikam alma.. Aksine uzaktan izle.. Kaderi göreceksin. Kader, hesabı görmekte eşsizdir.”

Uğradığınız haksızlığın hesabını soramadığınızda üzülmeyin! Zira, bazı hesapları sorma kuvvet ve kudreti, sadece Allaha aittir. Allah’ım! Cümlemizi ahir zaman fitnelerinden muhafaza eyle…

Herkese böyle tepeden bakarken, o koca burnunuzun kimlere rahatsızlık verdiğinin farkında değilsiniz… Allah’ım! Yaşadığımız şu dünyada İşlerimizin yolunda gitmesini sağla!

Gün geliyor, yapılan iyilik ya da kötülük misliyle geri dönüyor. Belki bunun farkına varamıyoruz ama hiçbir şey karşılıksız kalmıyor. Bu yüzden hayatının hangi anında olursa olsun uğradığın bir haksızlığın kimsenin yanına kar kalacağını düşünme, çünkü asla kalmıyor...

Sen ki; Suskun gönüllerde saklı kalanları bilirsin, ne arzu ediyorsak en hayırlısından ver bize Rabbim!...

İnsanın dili şikayete alıştımı bir kere, ruhu daralmaya, gönlü sıkılmaya başlar. Ama içini ferah tutarsan, şikayetlenmeyi bırakırsan, şükretmenin, olumlu düşünmenin bir yolunu bulursan, gönül evin de bir o kadar genişler.

Allah'ım! Bize hiç umulmadık hayır kapıları aç ve ardında şer olan bütün kapıları kapat…

Hani derler ya; “doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar” Yalancıların, çıkarcıların ve kötü niyetli insanların şerrine dikkat çekmek için söylenmiştir.

Allah'ım! Bize öyle bir yardım et ki senden başka hiç bir varlığın yardımına ihtiyaç duymayalım…

Yüreği kendisine benzeyen insandan vazgeçemiyor insan. İnsanın en büyük hatası sevmek değil, sevmeye layık olmayan birinden sevilmeyi beklemektir! Belki de ilişkileriniz yüzünden mutsuz haldesinizdir. Belki de etrafınızdaki ruh emiciler bütün enerjinizi sömürüyorlardır.

Yüreği güzel insanların yanında hiç konuşmasanız'da olur. Size vermiş olduğu huzur fazlasıyla yeter… Kalbi, gönlü insan sevgisiyle dolu olanlara selam olsun…

Ruhsuz ve şuursuz hareket edenler, güvenden, hassasiyetten aynı zamanda mahrum olanlardır. Güven teşkilden eden her duruş, insanı şuuru ile hareket etmeye, ruhu ile düşünmeye teşvik eder…

Her yanımızı ihanet sarsa da, hakikat mutlak galip gelecektir…

Vefalı bir yüreğe denk gelmek şans, güven veren kalbe denk gelmen nasip, merhametli bir gönül ise nimetti. Sohbetlerde, muhabbetlerde hep konuşulur ya; "Kumbaraya çevirin yüreğinizi ve iyilik biriktirin içinde. Sonra ise harcayın. Harcayın ki huzura kavuşsun yüreğiniz...

Rabbim! İşimizi, aşımızı, rızkımızı, yuvamızı, dertlerimizi, üzüntülerimizi, sıkıntılarımızı, kederlerimizi, müşkilatlarımızı, feraha ve felaha kavuştur. Kalbi güzel olanın duası da güzel olur…

Gökalp Şentürk