Günümüzde sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve yanlış diyet uygulamaları, obezite ve anoreksiya gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açarken, beden algısını da olumsuz etkiliyor. Modern yaşamın getirdiği hızlı ve yoğun tempoda, birçok insan sağlıklı beslenme konusunda yeterli özeni gösteremiyor. Bu durum, fiziksel ve psikolojik sağlık üzerinde ciddi sonuçlar doğuruyor.
Obezite, dünya genelinde artan bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Fast food kültürünün yaygınlaşması, işlenmiş gıdaların tüketiminin artması ve hareketsiz yaşam tarzı, obezitenin başlıca nedenleri arasında yer alıyor. Obezite, sadece fiziksel sağlığı değil, aynı zamanda bireylerin kendine olan güvenini ve toplumsal ilişkilerini de olumsuz etkiliyor. Aşırı kilolu bireyler, toplumda sıkça karşılaşılan önyargılar ve dışlanmalar nedeniyle psikolojik olarak yıpranabiliyor.
Diğer yandan, obezitenin tam zıttı bir durum olan anoreksiya da ciddi bir sağlık sorunu olarak dikkat çekiyor. Anoreksiya, bireylerin aşırı zayıf olma isteğiyle besin alımını kısıtlaması ve aşırı kilo kaybı yaşaması durumudur. Bu durum, genellikle medya ve moda dünyasının yarattığı zayıf beden algısından kaynaklanır. Anoreksiya, bireylerin fiziksel sağlığını tehlikeye atarken, aynı zamanda ciddi psikolojik sorunlara yol açar.
Yanlış beslenme alışkanlıkları ve bu iki uç noktada yer alan sağlık sorunları, beden algısının bozulmasına neden oluyor. Toplumda ideal beden tipi olarak sunulan imgeler, bireylerin kendilerini sürekli olarak bu kalıplarla kıyaslamasına ve kendilerine olan güvenlerini yitirmelerine neden oluyor. Obezite ile mücadele eden bireyler, zayıf olma baskısı altında ezilirken, anoreksiya ile mücadele eden bireyler ise aşırı zayıf olma isteğiyle sağlıklarını riske atıyor.
Peki, bu döngüyü nasıl kırabiliriz? Öncelikle, sağlıklı beslenme konusunda toplumda farkındalığın artırılması gerekiyor. Besin değeri yüksek, işlenmemiş gıdaların tüketimi teşvik edilmeli ve fast food gibi sağlıksız seçeneklerin yerine sağlıklı alternatifler sunulmalıdır. Ayrıca, düzenli fiziksel aktivitenin önemi vurgulanmalı ve bireyler aktif bir yaşam tarzına yönlendirilmelidir.
Medyanın ve moda endüstrisinin de beden algısı üzerindeki etkisi büyük. Bu sektörlerde, çeşitli beden tiplerinin kabul edilmesi ve ideal beden imgesinin tek tip olmaktan çıkarılması gerekiyor. Çeşitliliği ve sağlıklı beden tiplerini teşvik eden kampanyalar, bireylerin kendilerini daha iyi hissetmelerine ve beden algılarının olumlu yönde değişmesine katkı sağlayacaktır.
Eğitim kurumları ve aileler de bu süreçte önemli bir rol oynuyor. Çocuklara ve gençlere sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazandırılmalı ve beden olumlaması konularında bilinçlendirme çalışmaları yapılmalıdır. Bireylerin, medya tarafından dayatılan beden kalıplarından etkilenmeden, kendilerini oldukları gibi kabul etmeleri ve sevmeleri teşvik edilmelidir.
Sonuç olarak, yanlış beslenme alışkanlıkları ve bunun neden olduğu obezite ve anoreksiya gibi sağlık sorunları, beden algısını olumsuz etkileyerek bireylerin yaşam kalitesini düşürüyor. Bu sorunu çözmek için toplumsal farkındalığın artırılması, sağlıklı yaşam alışkanlıklarının teşvik edilmesi ve medyanın sorumlu bir şekilde davranması gerekiyor. Ancak bu şekilde, bireylerin sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmeleri mümkün olabilir.
Dr. Ali Can GÜNDÜZ
Fitoterapist
Ayşifa Akademi Eğitmen Tbp.