İktidara, 'Sağlık Raporunu Al Gel Maaşlı Sporcu Ol' Mektubu..
'Başkanlığım süresince para toplamayacağım' deyip sonra 'Bağış' adı altında topladığı ve Marsilya'dan gelen 1 Milyon dahil, kayıp kara defteri gibi tapusuyla bağışlanan ama kayıp edilen arsasının hesabı verilmeyen onca paralara rağmen bu yılda 3. Lige çıkamayıp, şimdi de 'Serhat Ardahan Spor Futbol Okulu' başlığı ile lig boyunca yaşanan başarısızlıkları ve olumsuzluklarla dolu gerçek gündemini değiştirmeye çalıştıklarını izlediğim Serhat Ardahan Spor Kulübü'nün bu yöndeki sanal paylaşımlarını görünce son başbakan Binali Yıldırım'a ve halen cumhurbaşkanı olan AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yazdığım mektubu bu köşede yazıya çevirdiğimi hatırlıyorum.
7 yıl önce 'Makarna, Kömüre değil, Spor’a..' başlığıyla ele aldığım mektubu burada bir kez daha hatırlatmadan önce bir kadın olan Avukat Müzeyyen Çiftçi'nin başkanlığını 'el altında' kabul etmeyip, onun da bizim ünlü, ünsüz dernek, federasyon, vakıflar gibi bir stk, bir dernek olan kulübü kongreye zorlayanların kim veya kimler olduğunun da sorulması gerektiğinde düşünüyorum.
Çünkü, Çiftçi'nin benden beter, 'elde tutulmaz, hazırolda durmaz..' kişiliğini bilenlerin bir bardak su vermez olan başkan yardımcılığı adı altından rezil ettikleri kulübü ya ellerinden çıkarmamaya yada çakır kafalar ile 'Ardahan'ın gururu' denilenlerin ince siyasi hesapları ile 'ya benim yada kara toprağınsın' denmek istendiğinden şüphem var.
Neyse 'şimdilik' bu konu şöyle bir dursun deyip, Meclis Başkanlığı ve yeni bir Anayasa çalışmaları için parti kapılarını aşındıran mevcut iktidara yıllar önce yazdığım o mektuba dönecek olursak o günden bugüne kadar yapılanın devasa binaların duvarlarına, 'Spor Fabrikası' levhalarının asılmasından öteye geçmediğini görmekteyiz.
Evet, içlerinde bulunan ama halktan, halk çocuklarından çok, bir iki torpilli, bol maaşlı spor çalışanının yakınları ve de bürokratların kendileri ve de çel çocuklarının yüzmekten öte bir işe yaramayan 'havuzlu, 'sözde' spor fabrikalarının gerçek anlamda fabrika olması için bugün adı sanı unutulan Ardahan Federasyonu başkanlığım döneminde yazdığımız o mektubu bir kez daha yazıyor ve diyorum ki;
Sayın, soba külüyle, toplanan taşlarla alt yapısı olmayan, dere yataklarında toplanan kumlarla sözde 'beton yol'larla bugüne kadar başarılı olmayan KÖY/DES, Goronga başta olmak üzere tohum, mazot, yem, makine gibi vatandaşa samimi destekler verip, vermek isteyen ama ortaya koydukları güzel düşünce ile ele alınan samimiyetliklerini takip etmeyip, tarlada değil, kağıt üzerinde tarım, hayvancılık yaptıran gelmiş, gitmiş ve şu anki iktidar temsilcileri sizlerin de gündemi bugünden farklı olmayan aşağıda ki mektubu okumanızı ve okumakla kalmayıp, anlatılmak istenenleri değerlendirip, bu yönde adım atmanız halinde imkânsızlıklar yüzünden uyuşturucuya, sanal kumara yönelmiş, imkanı olanlarında yurt dışına gittiği gençlerimizi kurtarırsınız diye hala bir umut taşıyorum.
Haydi o zaman Kadın Kolları Başkanlığı yapan yaşı geçmiş olanı, çok özel torpille memurluğa alıp, memur etmek, cafe işleticisini devlet kadrosuna alıp, neredeyse müdür yapacağınıza gelin, şu an hayatta ve iktidarda olan iki önemli isime yazdığım ve o günden bugüne kaçıncısı olduğunu bilmediğim mevcut Spor Bakanının da okumasını istediğim aşağıda ki tüm samimi duygularla yazılmış olan mektubun ne anlatmak istediğini anlayın, hayata geçirin, uygulayın derim..
İşte, vefasız sevgiliye yazılmış gibi kalben ele alınmış olan, ama cevabı bir türlü gelmeyen ve 7 yıl önce yazılmış olan o mektubum..
*Makarna, Kömüre değil, Spor’a..
16 Nisan’da Evetli/Hayırlı Anayasa değişikliği çalışmaları esnasında bir araya geldiğim ve Ardahan Dernekler Federasyonu Başkanı olarak başta terör olmak üzere bonzai ve diğer uyuşturucu bataklığına saplanan gençlerin spor’a teşvik edilmesi yönünde hazırladığım dosyayı sunduğum son başbakan Binali Yıldırım ve partisinin bir önceki seçimlerde olduğu gibi 24 Haziran seçimleri öncesin de seçmene birçok vaatte bulunduğunu görmekteyiz.
Son Başbakan Binali Yıldırım gibi 24 Haziran seçimleri ardından bu kez kesin başkan olmak isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 24 Haziran seçimlerini almak için devletin tüm imkânlarını seferber ettiği ileri sürülen şu günlerde ülkenin gerçek ve kanayan onca sorununun da seçim sonuna bırakıldığını görmekteyiz.
Evet, bugün havuza atılan basın ve medyanın çokta gündeme taşımadığı vaatlerin içinde ki makarna, kömür ve gıda yardımlarının çokta görülmediği şu günlerde gündemde düşen, düşürülen diğer bir konuda geleceğimiz denilen gençlerdir.
Bunun en açık örneği de dün yapılan LGS sınavları sırasında sınavda oldukları umursanmayan çocuklarımız sınavdayken Ardahan’a gelen ulaştırma bakanının sınav saatinde kent merkezine bol kornalı uzun bir konvoy eşliğinde açılışın yapılacağı alanda davul zurna ile karşılanmasıydı.
Hâlbuki 16 Nisan’da yapılan Anayasa değişikliği esnasında Başbakan’a bizzat sunduğum ve mail yolu ile Cumhurbaşkanı ve başta Spor Bakanına olmak üzere diğer bakanlara da yolladığım o raporda seçmene yazın ortasında kömür ve makarna dağıtmaktansa ülkenin geleceği olan çocuklarına sahip çıkacak bir rapor bugün verilen onca vaatten daha etkili ve gerçekçi bir öneriydi.
‘Neydi o rapor ve içinde ki öneri?’ diyecek olursanız eğer hemen buradan bir kez daha aktarayayım;
*Sayın Binali Yıldırım/Başbakan
Gerek iktidar, gerekse muhalefet olarak seçimden seçime de olsa bizlerle bir araya geldiğiniz için öncelikle teşekkür ederim.
Sayın Başbakan;
Ülkede ve ülke dışında yaşanan gelişmeleri uzun uzun anlatıp, çözümü bu yaşıma kadar pekte bulunamayan sorunları sıralamadan hemen konuya gireceğim. Çünkü bugün misafir ettiğiniz federasyonlar, dernekler gibi devlet desteğinden yoksun spor sever gençlerle ilgili bir düşüncemi sizinle paylaşmak isterim.
Tabi başta belediyeleriniz olmak üzere valilikler, kaymakamlık ve diğer kurumların dernekçiliğe göstermediği ilgiden de bahsetmek isterim.
Ancak yoğun bir gündemin içinde unutulan, kirasını ödenemeyen, kurulduğu ile kalan, sosyal, siyasal ve kültürel faaliyetlerde bulunamayınca siyasilerin seçimden seçime hatırlayıp, sözde (!) önem verdiği ancak daha sonra da unuttuğu derneklerin sorunlarını sıralasak eğer belediyelerinizin ilgisizliği, derneklerden sorumlu bakanlığınızın bürokratik engelleri ve ‘veriliyor’ denen desteklerin siyasi kanadı olmayınca alınamadığı bir ülke karşımıza çıkar.
Oda; Benim olduğu gibi sizin de moralinizi bozar..
Bu nedenle burayı kısaca geçip, asıl konuma yani önerime gelmek isterim..
Sayın Başbakan;
Daha önce başta Kalkınmadan Sorumlu Bakanınıza (Ardahan’da) ve Ulaştırma Bakanınıza (İstanbul’da) sözlü olarak yaptığım öneriyi bir kez de size bu mektupla anlatmak ve önermek isterim.
Çünkü 16 Nisan’da sandık başına gidecek olan Anayasa değişikliği için bizlerden EVET oyu isterken getirilmek istenen sistemin; tek adam sistemi olmadığını, bu sistemin gençleri de milletvekili yapacağınızı ve gençlere büyük önem verdiğinizi sıkça belirtirsiniz.
Ve hükümet olarak sizler bu yönde atılan adımları tek tek sıralarken bu ülkede kendi cep harçlıkları ile batı da yeşil sahalarda,
sizin memleketiniz Erzincan'da, benim memleketim Ardahan gibi kentlerde kar ve buzla örtülü sahalarda futbol sevgilerinin etkisiyle ovada kalmak isteyen gençlere yönelik bir adım atılmasını istiyorum.
Oda; Devlet olarak İl Sağlık Müdürlüklerinde başta futbol olmak üzere ‘Spor Yapmaya Uygundur’ raporu alan 13-14-15 yaşında ki (erkek/kız demeden) gençlerin lisans aldıktan hemen sonra maaşa bağlanması ve spora teşvik edilmesidir.
Yani; Bir Anne ya da benim gibi oğlu hakem olan bir baba, sıkça değişen eğitim sisteminin etkisiyle de yılları tüketen o hayaller ile ‘Oğlum, Kızım Büyüsün, Okusun Doktor, Avukat, Bürokrat Olsun’ diye beklemektense ülkenin sporcu yetiştirmesine büyük katkı sağlayacak en azında asgari ücretli sporcular yetiştirilsin.
Konuyu biraz daha açmak gerekirse eğer; Ülkede başta Amatör Liglerde Mücadele eden tüm gençleri maaşa bağlayacak bir sistem geliştirip, onların dağlara ya da uyuşturuya, başka yerlere yönelmesinin önüne geçecek olan ve yeşil sahalarda tutacak olan ‘Sağlık Raporunu Al Gel Maaşlı Futbolcu, Voleybolcu, Tenisçi, Bisikletçi hatta Satranççı Ol ’ projesi hayata geçirilmelidir.
Bunun yanı sıra; Ülkede futbolu başta olmak üzere tüm spor camiasının gönüllü neferleri olan ve milyonlarca bütçeye sahip Türkiye Futbol Federasyonu ve Merkez Hakem Kurulu tarafından gülünç paralarla (O da görev verilirse) hakem edilenlerde maaşa bağlanmalı.
Bağlanılmalı ki; Çoğu zaten memur olan, maaş alan ve hakemliği hobi ve ek gelir olarak sayıp, yukarıda ki torpiller ve dayıları desteğiyle ayda en az iki üç karşılaşma yönetip, maaşlarına maaşlar katan ve gençlerin önünü kesen hâkim, savcı, polis hatta maliyeci olan bürokrat hakemlerin önüne geçilmelidir.
Geçilmeli ki; Bu ülkede sporcu, hakem olmak için yarışmak isteyen gençler heveslendirilmeli, ülkeye olduğu gibi dünyaya sporcu, hakem ihraç edilmelidir.
Evet, Sayın Başbakanım;
Bünyesinde 62 Ardahan İl Derneğinin bulunduğu Ardahan Dernekler Federasyonu (ARDAFED) olarak bugün dernekler masası aracılığı ile telefonlarına ulaşılan ancak resmi kurumlarca çoğunun yeri, yurdu bilinmeyen, belli olmayan hatta başkanı ile yönetimi ile bir kez bile görüşülmeyen, randevu verilmeyen ama seçimden seçime hatırlanan ve bir çoğu maalesef tabela ya da kağıt üzerinde dernek, federasyon, vakıf, konfederasyon olan kuruluşları yani ülkede ki derneklere, federasyonlara olduğu gibi gençlere de sahip çıkılmasını istiyoruz. 21/03/2017
Saygılarımla..
Fakir Yılmaz