“Bedenin sınırları haritayla çizilir, zihnin sınırları hikâyeyle.”
Modern çağda devletler artık yalnızca tankla, tüfekle değil; anlatılarla, filmlerle, sosyal medya akımlarıyla savaş veriyor. Bu savaşların en görünmezi ama en etkili olanı: psikolojik harp. Ve Hindistan, bu alanda sanıldığından çok daha derin, ince ve kadim bir oyuncu.
Hindistan, dünya sahnesinde “barışçıl Budist”, “manevi yoga cenneti”, “renkli kültür mozaiği” imajıyla tanınsa da perde arkasında oldukça sofistike bir psikolojik harp aygıtı işleten bir güçtür.
Bu harp, gürültüsüz bir yangın gibidir. Dumanı yoktur ama yanarsın.
“En derin izleri, en sessiz darbeler bırakır.”
Hindistan’ın en özgün psikolojik harp taktiği, uzmanların “Mistik Emperyalizm” olarak adlandırdığı yöntemdir.
Bu stratejide amaç, kendi inanç ve kültürünü evrensel bir üst-akıl olarak içselleştirmeye zorlamak. Hint felsefesinin, yoganın, reenkarnasyon inancının, “karma” ve “şanti” gibi kavramların dünya medyasında sürekli olarak olumlu şekilde pompalandığını fark ettiniz mi?
Netflix’ten Hollywood’a, TED konuşmalarından wellness etkinliklerine kadar her yerde “doğu bilgeliği” adı altında Hindistan merkezli bir zihin formatlaması yapılmaktadır.
“İşgalin en zararsızı gibi görüneni, zihne halı gibi serilenidir.”
Bollywood filmleri, yalnızca eğlence değil; birer zihin mühendisliği aracıdır.
Özellikle Pakistan, Çin ve Bangladeş’e karşı yapılan duygusal, kahramanlık temalı yapımlar; Hindistan’ın halkını konsolide ederken, dış dünyaya da subliminal mesajlar verir:
“Biz büyüğüz, biz haklıyız, biz kadim olanız.”
“Bir sahne, bir tabur asker kadar etkili olabilir.”
Hindistan, psikolojik harp faaliyetlerini tesadüfi değil, kurumsal akılla yürütür.
İşte başlıca aktörleri:
“Devletin gövdesi görünürdür, ama aklı görünmezdir.”
Twitter(X), Facebook, Instagram gibi platformlarda organize Hint bot hesaplarının, özellikle Pakistan ve Müslüman kimliklere karşı nefret ve aşağılama kampanyaları yürüttüğü biliniyor.
Haber portallarıyla senkronize çalışan bu dijital birlikler, algı oluşturmada etkili birer asker gibidir.
“Klavye, artık mızrak kadar öldürücüdür.”
“Düşmanını yenemiyorsan, onu sana benzet.”
Hindistan’ın psikolojik harp stratejilerinin nihai amacı; bölgesel kültürel üstünlük kurmak, ardından siyasi birliğe zemin hazırlamaktır.
“Akhund Bharat” yani “Büyük Hindistan” ideali, bu propagandaların pusulasıdır.
“Büyük hayaller, küçük fikirleri öğütür; ama sessiz stratejilerle.”
Psikolojik harp, artık bombaların değil, bilginin, anlamın ve algının savaşıdır.
Hindistan, bu savaşı yoga minderinde başlatır, Twitter’da yayar, Bollywood’la romantikleştirir, akademiyle kutsar. Ve farkına bile varmadan senin zihninde bir sömürge kurar.
“Savaş artık toprak için değil, zihin içindir.”
Dipnot:
Gücünü yalnızca tanktan değil, düşünceden alan her ülke ciddiye alınmalıdır.
Çünkü bugün “sessiz” olanlar, yarının “en gürültülü” fırtınasını başlatabilir.
Gürkan KARAÇAM