Vedat Kan

Tarih: 16.02.2025 08:17

Erzurum da tarım vazgeçilemez sosyal bir gerçeklik, miş…

Facebook Twitter Linked-in

Erzurum da tarım vazgeçilemez sosyal bir gerçeklik, miş…

Adamcağız, önüne konulan rakamları tek tek sıralıyor…

Emin olun okuduğu veya okumaya çalıştığı rakamlara kendisi de inanmıyor ama ne yapacaksın, başka çare yok. 

Oysaki merak edilen o kadar çok şey var ki! 

Mesela her şeyin ilkleri ve enleri bu şehirde imiş…

Dünya üzerinde kurulmuş olan en yüksek bilmem kaçıncı il imiş te… 

Tek başına Türkiye’mizin meralarının bilmem yüzde kaçına sahip il imiş te…

Türkiye’mizin bilmem kaçıncı büyük ili ve bilmem kaç tane komşuya sahip tek ili imiş te…

İmiş te… imiş te… 

Gidiyor.

Ya müdürüm! Siz köylü ile vatandaş ile bu şehrin ayda bilmem ne kadar bin TL yakıt parası ödeyen insanları ile alay mı ediyorsunuz?

Ekmeğin fiyatı şu an 9 TL ve birkaç gün sonra Ramazan ayında ne kadar olacağına henüz birileri (!) karar vermiş değil. Ramazan ayı demişken kafalarına göre her birkaç ay da bir ürünlerine zaman yapan kadayıfçı esnafını zaten hiç saymıyorum bile. 

Yani müdürüm diyorum ki; kadayıfın da tadı kaçtı ya, artık bu şehri hangi dolma (!) ile tanıtırsınız ve o “en” lerinizin ve “ilk” lerinizin arasında meşhur “cağ” kebabımız ve “kadayıf dolmamız” olur mu onu da bilemem.  

Cağ kebabı demişken aklımıza geldi bu durum zaten başlı başına bir olay. Ama biz kuzuların sessizliğini bozmadan, medarıiftiharımız olan büyükbaşların hükümdarlığına yönelelim ve sırf bildiğimizden değil, yanlış anlaşılmasın merak ettiğimizden soralım; ülkede bilmem kaçıncı sıradayız dediğiniz hayvancılığın nimetlerinden neden hesaplıca faydalanamıyoruz? Erzurum hayvancılığın merkezi ise o zaman neden ülkenin en pahalı etini biz tüketiyoruz? 

Soru çok ama emin olun vereceğiniz cevapları ben dâhil tüm Erzurum merak ediyor.

Öyle bilmem kimin konağında, hem de rahmetli Kemal Sunal'ın flimlerinin konusu misali kahvaltı vererek,  yapılan açıklamalarla bu iş olmaz. 

Mesela bu sorularımıza cevap verirken gidelim köylünün yanında açıklayın durumu, siz konuşurken onlar ne diyor yerinde görelim. 

Köylünün; var olduğunu belirttiğiniz hayvancılığın ve tarımın hangi ilçelerde ve hangi köylerde, hangi çiftçimize ve hangi besicimize neyi/ne kadar verdiğinizi yerinde görelim. 

Kime veya kimlere ne verdiğinizi, hangi teşviklerin, hangi desteklerin kimlere ve yine kime verildiğini; verildiği yerde görelim.

Olmaz mı?

Galiba müdürüm çok uzun zamandır, hem de bayağı bir uzun zamandır ete para vermiyor, kasaba gitmemiş veya aldığı maaş harcayamayacağı kadar çok, 

Çok ki nereye harcadığının ve hatta ne kadar harcadığının farkında değil…

Hayvancılığın merkezi konumunda; mışlarla, muşlarla gösterilen bu şehirde 1 kg peynirin, 1 koli yumurtanın, bırakın meyveyi veya sebzeyi, 4 tane adet olarak, 4 tane çileğin ne kadar bir fiyata satıldığından neden bahsetmiyor.

Sonrasında kalkmış devletin imkânlarıyla, bilmem kimin konağında, kime ne anlatıyor!

Gerçekçi olun müdürüm gerçekçi.

Köylü ahırda mal tutamadığından artık maraba olarak inşaatlarda çalışıyor. 

Köylerde genç nüfusun büyük bir bölümü siz bilmem kimin konağında kahvaltı yaparken bu şehri terk etmek için terminalde otobüs bileti arıyor. 

O teşvik verdik, destek sağladık veya ellerinden tuttuk dediğiniz köylerde şimdi ekmek şehirden gidiyor. Tandır falan yanmıyor bilmem farkında mısınız?

Yumurtayı ve hatta sözüm ona tereyağı denilen ama margarin olan yemeklik yağları bile şehir marketlerinden gidiyor. Peyniri bizim gibi gram ile alıp, destek verdiğinizi bahsettiğiniz balı uzaktan seyrediyorlar.

Bal demişken aklımıza geldi müdürüm… 

O bile bize ve hatta bu şehire ait değil. 

Erzurum’da kovancılığın, balcılığın kimlerin tekelinde olduğunu, bahsettiğiniz meralarımızda veya yaylalarımızda nelerin olduğunu da anlatsaydınız bari.

Gerçi kahvaltı da tadınız kaçardı ama enlerimizin ve ilklerimizin öyle kâğıtta yazıldığı gibi olmadığını bilelim değil mi?  

Evet, doğru söylemişsiniz bu şehir göç veriyor.

Hem de büyük bir oranda göç veriyor. 

Ama tezada bakınız ki (!)  ne hikmetse, ilklerin ve enlerin yaşandığı bu şehirde köylerimiz boşalırken, orantının bir yerinde yanlış yaptık onu çözemedik. 

Hangi orantının mı? 

22 yılda bu köylüye verdiğiniz desteğin, hem de doğrudan bilmem kaç milyar tl olduğunu ifade etmişsiniz ya!

Mademki bu kadar destek verdiniz;

Adama demezler mi; ola hani ahır, hani inek? 

Köy nerede, köylü nerede?

Mademki bu kadar katkı sağladınız?

O zaman para burada ise hizmet veya ürün nerede?

Haydi, onu da anladık vesselam,

Hizmet ve ürün burada ise o zaman bu halk neden sabah namazında kuyruğa girip de, saatlerce bilmem kimlerin ağız kokusuna katlanıp, 1 kg ucuz et alabilmek için bu ayazın, zemherinin derdini çekiyor?  

Duyda inanma!

Erzurum’da tarım sosyal bir gerçeklik miş, üstelik vaz geçilmezinden.

Ortada bir çözümsüzlük var belli… 

Acaba diyorum onu hangi konakta çözseniz, hem de beş çayında.

  


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —