Necat Kacan

Tarih: 04.06.2025 07:48

İrfanla Yoğrulmuş Bir Medeniyet: Türk-İslam Kültürü

Facebook Twitter Linked-in

 

Türk medeniyetini anlamak için yalnızca taş yapılara, savaşlara ya da kahramanlıklara bakmak yetmez. Bu medeniyetin mayasında İslam’ın nefesi, insanın duası, yüreğin adaleti ve aklın hikmeti vardır. Türkler, İslam’la tanıştıktan sonra yalnızca bir dine değil, bir medeniyetin inşasına da yöneldiler. Bu inşa, sadece toprak kazanmak değil; gönüller fethetmek, ilimle yükselmek, adaletle hükmetmek ve insanlığa hizmet etmek üzerine kurulmuştur.

Türk-İslam medeniyeti, doğrudan bir hâkimiyet anlayışı değil; kuşatan, koruyan ve dönüştüren bir anlayışla dünyaya damgasını vurmuştur. Selçuklu’dan Osmanlı’ya uzanan bu çizgi, bir kılıçla değil, o kılıcın gerisindeki niyetle, ahlakla ve irfanla değer kazanmıştır. Her şehir bir ilim merkezi, her külliye bir eğitim yuvası, her han bir misafirhane olmuş; bir damla suyu israf etmeyen anlayış, bir yetimin göz yaşını devletin sorumluluğu bilmiştir.

Bu medeniyetin temel taşı, insandır. Irkı, rengi, dili ne olursa olsun insana hizmet etmeyi şeref bilen bu anlayış, yalnızca Müslüman coğrafyaları değil, başka milletleri de asırlarca huzur içinde yaşatmıştır. Endülüs’te yakılan ilim ateşi, Semerkand’da harlanmış; İstanbul’da şekil bulmuş; Bursa’da, Konya’da, Edirne’de hayata geçmiş; ta Afrika içlerinden Balkanlar’a kadar her yere şefkat eli uzanmıştır.

Bugün, dünyada yeniden anlam arayışı yaşanırken Türk-İslam medeniyetinin adalet, merhamet ve hikmet eksenindeki duruşu insanlık için hâlâ bir umut ışığıdır. Teknolojinin hüküm sürdüğü bir çağda, ruhsuzlaşan toplumlara yeniden ruh üflemek; ezberlenen değil yaşanılan bir değerler sistemi kurmak, bu kadim anlayışın en büyük mirasıdır.

Unutulmamalıdır ki, Türk medeniyeti yalnızca bir geçmiş değil, aynı zamanda gelecektir. Geçmişiyle övünmek değil, geçmişin izini bugünde sürmek; ecdadın attığı tohumları bugünde yeşertmek gerekir. Zira köklerinden kopan hiçbir medeniyet, dal veremez. Ve kökümüz, İslam’ın nefesiyle yoğrulmuş, insanlığa adanmış bir mayadan gelmektedir.

Necat KACAN

Eğitimci Araştırmacı Yazar


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —