Gürkan Karaçam

Tarih: 30.08.2025 20:04

Afrika’da Sessiz Fırtına: Gizli Servisler Savaşı ve Türkiye’nin Yükselişi

Facebook Twitter Linked-in

Afrika… Yeryüzünün en kadim kıtası, aynı zamanda en çok kan dökülen toprakları. Zenginlikte sınır tanımayan, ama fakirlikte örnek gösterilen bir coğrafya. Yer altı altın, yer üstü kan; tam da bu yüzden dünya güçlerinin satranç tahtası.

Bugün Afrika’ya baktığımızda sadece açlık ve iç savaş görürsek, perde arkasındaki oyunu kaçırırız. Asıl savaş; CIA, MI6, DGSE, Mossad, GRU ve Çin’in MSS’si arasında yürütülen, görünmeyen ama kader belirleyen bir istihbarat savaşıdır.

 

Gizli Servislerin Kıta Üzerindeki Kanlı Satranç Oyunu

Afrika, enerji hatlarının kavşağıdır. Libya’daki petrol, Nijer’deki uranyum, Kongo’daki kobalt, Güney Afrika’daki platin… Bunlar sadece maden değil, geleceğin jeostratejik silahları. İşte bu yüzden istihbarat servisleri kıtada “görünmez ordular” kurmuştur.

“Silahla işgal ettiğin toprakta kalıcı olamazsın, ama zihinle işgal ettiğin ülkeyi nesiller boyunca yönetirsin.”

 

Türkiye’nin Sürpriz Hamlesi: Sessizlikten Gürültüye

Son 20 yılda Afrika’daki en dikkat çekici aktörlerden biri Türkiye oldu. Önce insani diplomasi, sonra TİKA, ardından savunma sanayii ve SİHA’larla gelen yeni dönem… Bugün Türkiye, Somali’den Libya’ya kadar pek çok yerde oyun bozucu.

“Afrika’da Türkiye’nin yükselişi, sessiz bir kıtanın gürültülü çığlığıdır.”

 

Gizli Servisler Türkiye’yi Neden Hedefe Koyuyor?

Afrika’da Batı’nın istediği tek şey: “Türk modeli”nin yayılmaması. Çünkü Türkiye, “sömürge değil, ortak” yaklaşımıyla hareket ediyor. Bu, Fransa’nın asırlık planlarını bozar, İngiltere’nin ticaret düzenini çökertir, ABD’nin askeri üstünlüğünü sorgulatır.

“Sömürgeciler Afrika’da maske takar; Türkiye ise yüzünü gösterir. İşte fark burada.”

 

Türkiye Ne Yapmalı?

Afrika’daki bu gizli servis savaşını avantaja çevirmek için Türkiye’nin adımları net olmalı:

  1. Stratejik İstihbarat Ağları: MİT, sahada sadece devletlerle değil, kabile liderleri, dini otoriteler ve gençlik örgütleriyle bağ kurmalı.
  2. Maden Diplomasisi: Türkiye, Afrika’nın kobalt ve lityum zenginliklerini uzun vadeli ortaklıklarla güvence altına almalı.
  3. Savunma ve Teknoloji İhracatı: Baykar ve ASELSAN ürünleri sadece satış değil, “bağımlılık ilişkisi” yaratmalı.
  4. Algı Operasyonları: Medya ve kültürel projelerle “Türkiye = Dost, Batı = Sömürgeci” algısı güçlendirilmeli.

 

Son Söz

Afrika bugün bir satranç tahtası. Taşlar büyük güçlerin ellerinde. Ancak Türkiye, sadece taş oynatmıyor; oyunun kurallarını değiştirme şansına sahip.

“Afrika’yı kim kazanırsa, gelecek onundur ve unutulmamalıdır ki; Afrika’yı sömürge gibi gören kaybeder; dost gibi gören ise kazanır.”

Bugün Afrika’daki gizli servisler savaşı, sadece kıtanın değil, dünyanın kaderini belirliyor. Ve bu savaşta Türkiye’nin adı artık oyunun kenarında değil, tam ortasında yazıyor.

Gürkan Karaçam 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —