Rafet Ulutürk

Tarih: 31.08.2025 13:05

“Avrupa’nın Paralı Düzeni, Türkiye’nin Bedava Nimetleri”

Facebook Twitter Linked-in

Londra’da sokak, hastane, hatta toplu taşıma saatleri bile parayla… Türkiye’de ise hâlâ halkın nefes alabileceği bedava kolaylıklar var.
Londra’ya ilk kez giden bir Türk, şehrin büyüsüne değil, cebine çarpan tokada şaşırır.
Şehrin merkezine arabayla girmek için 15 pound ödemek zorundasınız.
Hayal edin: İstanbul’da Fatih ilçesine girerken yolun başında sizden 800 lira istendiğini…
İşte Londra gerçeği budur. Daha adım atmadan, daha bir şey yaşamadan cüzdanınızdan kesilen pay.

“İstanbul’da Fatih’e girmek için yol başında 800 lira ödediğinizi hayal edin… İşte Londra gerçeği bu.”

Alışverişin de Bedeli Var

Alışveriş merkezine gidiyorsunuz… Bizdeki gibi rahat rahat “otopark ücretsiz” tabelasını beklemeyin.
Burada park yerleri de ücretli. Hem de hafta sonu, halkın biraz nefes alacağı günlerde daha pahalı.
Yani keyif yapmak, biraz dolaşmak istiyorsanız, bunun bedelini cebinizden ödemek zorundasınız.

Hastanede Bile Para

En can yakıcı olanı ise hastaneler.
Çocuğunuz hastalanmış, anneniz acile yetiştirilmiş…
Londra’da aracınızı hastane otoparkına bırakmak için dahi para ödüyorsunuz.

“Doğum da olsa, ölüm de olsa… Londra’da parayı ödemeden hastaneye giremiyorsunuz.”

Sokağın Önü Bile Paralı

Sadece şehir merkezleri, sadece alışveriş merkezleri değil…
Londra’da yaşadığınız evin önündeki sokağa bile park etmek için para ödersiniz.
Yani kendi kapınızın önünde durmak bile bedava değildir.

Toplu Taşımada da Ceza

“Tamam, o zaman toplu taşımayla gideyim” derseniz, orada da sürpriz sizi bekler.
Evet bu kadarina pes
Londra’da metro ve otobüs fiyatları, günün saatine göre değişir.
Sabah 06.30–09.30 arası, akşam 16.00–19.00 arası…
Yani halkın işe gidip geldiği, en çok toplu taşımaya ihtiyaç duyduğu saatlerde ücretler daha pahalıdır.

“Sabah işe gitmek bile Londra’da lükstür. Çünkü en yoğun saatte biletin fiyatı artar.” Burada milletin cebini nasil bosaltiriz zihniyeti devrede.

Türkiye’nin Görülmeyen Yüzü. Cennet Turkiye

Şimdi dönüp Türkiye’ye bakalım.
Evet, sorunlarımız çok. Evet, eleştirecek şeyler de var. Ama unutmayalım:
Türkiye’de büyük alışveriş merkezlerinin otoparkları ücretsizdir.
Hastanelerde kapıda kimse sizden park parası istemez.
İstanbul’un göbeğine, Fatih’e, Beyoğlu’na arabayla girmek için yolun başında 800 lira ödemezsiniz.
Toplu taşımada ise sabah yoğun saatlerde fiyat artışı gibi bir uygulama yoktur.

“Bizde alışveriş merkezlerinde otopark ücretsiz, Londra’da ise keyif yapmanın bile cezası var.”

Kıymeti Anlamak İçin

Türkiye’nin değerini bilmek isteyenlere tavsiyemiz şudur:
Bir süreliğine yurt dışına, özellikle Avrupa’nın başkentlerine gidin.
Orada yaşamı görün, orada halkın nasıl her adımda cebinden para çıkarmak zorunda bırakıldığını fark edin.
İşte o zaman Türkiye’nin hâlâ insanına sağladığı imkânların, bedava sunduğu kolaylıkların değerini daha iyi anlayacaksınız.

Gerçek Zenginlik Nedir?

Gerçek zenginlik, halkın cebinden daha çok almak değildir.
Gerçek zenginlik, halkın yükünü hafifletmektir.
Bugün Londra “dünyayı yöneten şehir” diye övülüyor. Ama sokaklarında gezen sıradan insan, her adımda cezalandırılıyor.
Türkiye ise hâlâ, bütün sıkıntılarına rağmen, halkına bazı kolaylıkları ücretsiz sunabiliyor.

“Gerçek zenginlik halkın cebinden almak değil, halkın yükünü hafifletmektir.”

Kıymetini Bilelim

Türkiye’yi küçümseyenlere, sürekli “orada her şey kötü” diyenlere bu yazı bir hatırlatma olsun.
Çünkü biz çoğu zaman içinde yaşadığımız güzelliklerin farkına varamıyoruz.
Ama Londra’da gördüğümüz tablo kulağımıza küpe olmalı:

“Bizim ülkemiz hâlâ insanına nefes aldırıyor.”


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —