Dünya, her köşesinde benzersiz hikâyeler barındırır. Kültürlerin, geleneklerin ve yaşam biçimlerinin çeşitliliği, insanlık tarihinin renkli mozaiğini oluşturur. Bilinenlerin ötesinde kalan, az duyulmuş gerçekler ise bize hayatın ne kadar şaşırtıcı olabileceğini bir kez daha hatırlatır.
İzlanda’da Polis Şiddeti İstatistikleri Yok
İzlanda, dünyanın en düşük suç oranına sahip ülkelerinden biridir. Ülkede o kadar az suç işlenmektedir ki, polislerin çoğu silahsız görev yapar. Hatta 1944 yılında bağımsızlığını kazandığından bu yana, polis kurşunuyla ölen sivil sayısı sadece bir elin parmaklarıyla sayılacak kadardır. Polis ve toplum arasındaki güven o kadar yüksektir ki, vatandaşlar polis memurlarını isimleriyle tanır.
İtalya’da ‘Hayalet Köyler’ Satışta
İtalya’nın bazı bölgelerinde, özellikle Sicilya ve Toskana’da nüfus azaldığı için birçok köy tamamen boşalmıştır. Bu yüzden bazı belediyeler, köylerdeki evleri 1 Euro gibi sembolik fiyatlarla satışa sunuyor. Tek şart, evi satın alan kişilerin yapıyı restore etmesi ve köyde hayatı yeniden canlandırmasıdır. Bu uygulama, unutulmaya yüz tutmuş tarihi kasabaların yaşamasını sağlamak amacıyla başlatılmıştır.
Endonezya’da Kadınlara Özel Kraliyet Adası
Endonezya’daki Sumba Adası’nda bulunan Wairinding Tepesi yakınlarında, kadınlara adanmış eski bir gelenek yaşatılıyor. Ada yerlileri, kadınların doğurganlık güçlerini ve toplumdaki yerlerini kutlamak amacıyla özel seremoniler düzenliyor. Adanın bazı bölgeleri ise sadece kadınların girebildiği kutsal alanlar olarak korunuyor.
İskoçya’da Hâlâ Yasal Olan Dönemsel Kan Davaları
İskoçya’nın bazı uzak bölgelerinde, Orta Çağ’dan kalma “kan davaları” hâlâ resmi olarak yasaklanmamıştır. Modern hukuk sistemi bu davaları fiilen engellese de, teknik olarak belirli şartlar altında “kabile onuru” için hesaplaşmalara izin veren eski kanunlar hâlâ yazılı kanunlar arasında bulunuyor. Uygulamada elbette böyle olaylar yaşanmıyor, ancak yasaların tarihî kalıntıları korunmuş durumda.
Tuvalu’nun Geliri İnternetten Sağlanıyor
Pasifik Okyanusu’nda yer alan küçük ada ülkesi Tuvalu, ‘.tv’ alan adı sayesinde yıllık milyonlarca dolar gelir elde ediyor. İnternet televizyonları ve medya şirketleri, bu alan adını kullanmak için Tuvalu hükümetine yüksek ücretler ödüyor. Ülke ekonomisinin büyük bir kısmı bu internet gelirine dayanıyor. Bu gelir, ülkenin altyapısını ve sosyal hizmetlerini finanse etmek için kullanılıyor.
Fransa’da Bisikletçilere Öncelik Veren Kanun
Fransa’da yeni düzenlemelerle bisiklet sürücüleri, bazı trafik ışıklarında kırmızı ışıkta bile dönüş yapma hakkına sahip oldular. Ancak bu özel izni kullanabilmek için, bisiklet yollarında belirli işaretlemelerin olması gerekiyor. Bu uygulama, şehirlerde bisiklet kullanımını teşvik etmek ve karbon ayak izini azaltmak amacıyla getirildi.
Mısır’da Minareler Arasındaki Ezan Senkronizasyonu
Kahire’de binlerce cami bulunur ve her birinin minaresinden ezan sesi yükselir. Ancak eskiden farklı saatlerde okunan ezanlar şehirde kargaşa yaratıyordu. Bu yüzden 2010’dan itibaren, Kahire’deki ezanların senkronize edilmesine karar verildi. Merkezi bir sistem aracılığıyla tüm minarelerde aynı anda ezan okunuyor ve bu uygulama zamanla diğer büyük şehirlere de yayıldı.
İsveç’in “Çöp İthalatı”
İsveç, o kadar başarılı bir geri dönüşüm sistemi kurdu ki, ülke içinde dönüştürülecek çöp bulamaz hale geldi. Bu yüzden, Norveç gibi ülkelerden çöp ithal etmeye başladı. İsveç, gelen çöpleri yakarak enerji üretiyor ve bu sayede hem elektrik hem de ısınma ihtiyacını karşılıyor. Üstelik, çevreye zarar vermemek için modern filtre sistemleri kullanıyorlar.
Antik Roma’da Mezarlıklar Şehir Dışındaydı
Antik Roma’da yasalar gereği, ölüler şehir sınırları içerisinde defnedilmezdi. Ölüm, uğursuzlukla ilişkilendirildiği için mezarlıklar, Roma şehirlerinin dışına yapılırdı. Ünlü Via Appia gibi yolların kenarlarında, şehrin hemen dışında, birçok görkemli mezar ve anıt yükseliyordu. Bu gelenek, hem sağlık kaygılarından hem de dini inançlardan kaynaklanıyordu.
Japonya’da “Unutulmuş Tanrılar” Tapınakları
Japonya’nın uzak bölgelerinde, artık ibadet edilmeyen ve terk edilmiş yüzlerce küçük tapınak bulunuyor. Bu tapınaklar, yerel tanrılara adanmıştı. Zamanla köyler boşaldıkça ya da genç nesiller şehir hayatını tercih ettikçe, bu kutsal yerler sahipsiz kaldı. Bugün, bazı gönüllü gruplar bu eski tapınakları koruma ve yeniden canlandırma çalışmaları yürütüyor.
Necat KACAN
Eğitimci, Araştırmacı, Yazar