Baharın Sesiyle Gelen Kadim Bir Gün
Her yıl 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece, Anadolu’nun, Balkanlar’ın ve Türk dünyasının dört bir yanında dualar, dilekler ve baharın coşkusu bir araya gelir. Çünkü o gece Hıdırellez gecesidir… Eski bir geleneğin, yeni umutlarla harmanlandığı bu özel gün; toprağın dirilişini, insanın iç dünyasında yeniden yeşermeyi simgeler.
Hıdırellez’in Kökeni ve Anlamı
Hıdırellez, halk inanışında Hızır ve İlyas peygamberlerin yeryüzünde buluştuğu gündür. Hızır’ın karada, İlyas’ın ise denizde zorda kalanlara yardım ettiğine inanılır. Onların bu kutlu buluşması, bolluğun ve bereketin başlangıcı kabul edilir. İslam öncesi Orta Asya Türk kültüründen, Şamanizm’in doğa ile uyum içindeki ritüellerinden ve daha sonra İslami öğretilerle yoğrulan bir gelenek hâline gelmiştir.
Ritüeller ve Simgeler
Gül ağacına dilek bağlamak, gece su kenarlarında dua etmek, yeni kıyafetler giymek, evin önüne su dökmek… Bunlar sadece birer gelenek değil; aynı zamanda halk hafızasında yaşayan dua biçimleridir. Dört yapraklı yonca, uğur böceği, kelebek gibi doğa varlıkları da Hıdırellez’in simgesel motifleridir; görselde de olduğu gibi şansın ve güzel başlangıçların habercisidir.
Modern Dünyada Hıdırellez
Bugün Hıdırellez, yalnızca geçmişe ait bir ritüel değil, aynı zamanda modern insanın da içsel arayışına cevap veren bir sembol hâline gelmiştir. Gittikçe mekanikleşen hayatlarımızda, içimizdeki çocuğu yeniden uyandıran, hayal kurmanın gücünü hatırlatan bir gündür. Hıdırellez, insanın doğayla, hayalle ve inançla kurduğu bağın adıdır.
Her Bahar Bir Fırsattır
Şans, mutluluk ve bereket dilekleriyle gül dallarına asılan umutlar, aslında bize bir şeyi hatırlatır: “Her şey yeniden mümkün.” Hıdırellez, yalnızca bir gelenek değil; her yıl yeniden doğan bir ruh hâlidir. Baharın müjdesiyle birlikte; kendine inan, dilek tut ve yoluna devam et…
Bugün bir Hıdırellez…
Hayatına yeni bir döngü başlasın.
Hayallerinin ötesinde güzellikler dolsun dünyana.
Rafet Ulutürk