Rafet Ulutürk

Tarih: 31.07.2025 09:05

Türk-İslam Âlemi: Dünyanın En Kalabalık Ailesi

Facebook Twitter Linked-in

Türk-İslam Âlemi: Dünyanın En Kalabalık Ailesi

Dünya üzerinde bir gerçek var ki çoğu zaman farkına varmakta geç kalıyoruz: Biz, Türk-İslam âlemi olarak dünyanın en kalabalık, en geniş, en zengin ailesiyiz. Coğrafyamız Asya'nın ortasından Balkanlara, Afrika'nın kuzeyinden Orta Doğu'ya, Türkistan bozkırlarından Anadolu’ya ve oradan Avrupa’nın kalbine kadar uzanıyor. Her yerde izimiz var. Her yerde sesimiz var. Her yerde bir "biz" var.

Ama ne garip tecellidir ki; bu kadar kalabalık bir ümmet, bu kadar zengin bir medeniyet mirasına sahip bir millet, hâlâ başkalarının gölgesinde, hâlâ parçalanmış, hâlâ sessiz...

Aslında ihtiyacımız olan ne silahtır, ne servet, ne de teknoloji. Bizim en büyük eksiğimiz “birliktir”.

 

Birlik Olursak, Dünya Değişir

Birlik olursak sadece kendimizi kurtarmayız; mazlumlara umut oluruz. Birlik olursak sadece sınırlarımızı korumayız; zulme karşı bir duvar oluruz. Çünkü bizim inancımız, medeniyetimiz ve tarihimiz “hâkimiyet”i sömürgeyle değil, adaletle tarif eder. Bizim dünyaya bakışımızda, insanın dili, rengi, ırkı değil; hakkı, hukuku ve duası önemlidir.

Bu yüzden Türk-İslam âlemi birleştiği anda dünya siyasetinin rotası değişir. Zulmün kaleleri sarsılır. Mazlumlar nefes alır. Emperyalist sistemler panik butonuna basar. Çünkü bu birlik, sadece bir siyasi birleşme değil; tarihî bir uyanıştır.

 

Neden Biz?

Çünkü biz, Fatih'in torunlarıyız.

Çünkü biz, Bilge Kağan’ın mirasçılarıyız.

Çünkü biz, Alparslan’ın ordusuyuz, Selahaddin’in duasıyız.

Çünkü biz, Kudüs’ü dert edinmiş, Kafkasları siper bellemiş, Türkistan'ı kalp gibi taşıyan bir milletiz.

Dünya bizim gibi birliği sağlayabilecek, adaleti temel alabilecek bir başka medeniyet kaynağına sahip değil. Batı, çıkar birlikteliği kurar; biz gönül birlikteliği kurarız. Onlar sömürerek yaşar; biz yaşatarak yüceliriz.

 

Yeni Bir Çağ İçin Çağrı

Bu çağ, Türk-İslam medeniyetinin yeniden doğuş çağı olabilir. Ama bunun için önce kalplerimizi birleştirmeliyiz. Sınırlar bizi ayırsa da gönüller birleşmeli. Mezhepler, meşrepler, farklılıklar değil; ortak değerler konuşmalı. Türk'ün irfanı, İslam’ın nuruyla buluştuğunda sadece bir millet değil, tüm insanlık kazanır.

Unutmayalım:

Biz dünyanın en kalabalık ailesiyiz.

Ama birlik olursak en güçlü oluruz.

Ve ancak o zaman sözümüz yeniden hüküm olur, adımız yeniden umut olur…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —