İngiltere ekonomisi Ocak ayında %0,1 oranında daraldı. Bu durum, İngiltere Maliye Bakanı Rachel Reeves'in bu ayın sonlarında yapacağı bahar açıklaması öncesinde olumsuz bir gelişme olarak değerlendirildi.
Yüzde 0,1 büyüme öngören City ekonomistlerini şaşırtan bir gelişme olarak, Ulusal İstatistik Ofisi'nin Cuma günü açıkladığı veriler, hizmet sektörünün sanayi sektöründeki düşüşü telafi edemediğini ve bunun da bir önceki aydaki büyümeyi engellediğini ortaya koydu.
Ocak 2025'te imalat çıktısı %1,1 düştü ve Aralık ayındaki %0,7'lik artışın tersine döndü. İnşaat sektörü de konut inşaatçılarını etkileyen kötü kış havası nedeniyle zorlandı.
KPMG İngiltere Başekonomisti Yael Selfin, "Küresel belirsizliğin görünüme gölge düşürmesiyle İngiltere ekonomisi yıla zayıf bir başlangıç yapıyor." dedi.
Aralık ayında ekonomi %0,4 büyüdü ve 2024'ün son çeyreğinin %0,1 oranında artış göstermesine ve iki çeyrek sıfır büyümeden kaçınılmasına yardımcı oldu.
İngiltere Merkez Bankası Para Politikası Komitesi'nin gelecek hafta yapacağı toplantıda son rakamları gözden geçirmesi bekleniyor. Finans piyasaları faiz oranlarının %4,5'te kalacağını öngörüyor.
Ulusal Ekonomik ve Sosyal Araştırma Enstitüsü, 2025'in ilk çeyreği için Banka'nın yalnızca yüzde 0,1 olan tahmininin çok üzerinde, yüzde 0,4'lük büyüme öngördü.
İlgili bir bağlamda, Cuma günü yayınlanan bir rapor, Gıda ve İçecek Federasyonu'na (FDF) göre, İngiliz gıda ve içecek ihracatının Brexit'ten bu yana %34 düştüğünü ve hacimlerin 2024'te 6,37 milyar kg'a düştüğünü ortaya koydu. Viski, çikolata ve peynir gibi popüler ürünlere olan talep devam ediyor, ancak genel düşüş Brexit sonrası ticaret engellerine bağlanıyor.
İngiltere bu durgunlukla mücadele ederken, Hollanda, Almanya ve İtalya gibi diğer Avrupa ülkeleri ihracat hacimlerini artırdı. FDF, bunun nedeni olarak yeni bürokratik engelleri gösteriyor.
Bu arada, İngiltere'ye yapılan gıda ve içecek ithalatı 2024 yılında rekor seviye olan 63,1 milyar sterline ulaşırken, yeni sınır kontrollerine rağmen AB ithalatı %3,3 arttı.
AB, İngiltere'nin en büyük ticaret ortağı olmaya devam ediyor; ihracatının yaklaşık üçte ikisini, ithalatının ise dörtte üçünü karşılıyor ve yaklaşık 45 milyar sterlin değerinde.
FDF, Birleşik Krallık'a yapılan yiyecek ve içecek ithalatının, benzer ürünlerin Birleşik Krallık'a yapılan ihracatından daha az denetime tabi tutulduğunu belirtti. Küçük ve orta ölçekli Birleşik Krallık ihracatçılarının AB'nin "daha katı" ithalat düzenlemelerini karşılamak için en çok mücadele ettiğini belirtti.
FDF, hükümeti, AB ticaret ilişkilerine stratejik bir yaklaşım benimsemek ve Avrupa ile ticareti engelleyen "gereksiz engelleri" ortadan kaldırmak için gıda ve içecek endüstrisiyle işbirliği yapmaya çağırıyor.
FDF'de endüstri büyümesi ve sürdürülebilirlik direktörü Balwinder Dhoot, "Bu son rakamlar, Avrupa ile ticaret yaparken ortaya çıkan karmaşıklık ve bürokrasiyle başa çıkmakta zorlanan İngiltere'deki 12.500 yiyecek ve içecek işletmesinin acı gerçeğini ortaya koyuyor" dedi ve ekledi: "Hükümet, mümkün olduğunca çok sayıda engeli ortadan kaldırmak için AB ve endüstrimizle çalışmaya öncelik vermelidir."
Birleşik Krallık'ın serbest ticaret anlaşmalarından yararlanmaya başlamasıyla birlikte küresel gıda ihracat hacmi 2024 yılında yaklaşık %6 arttı ve Birleşik Krallık'ın Avustralya'ya ihracatı, Birleşik Krallık-Avustralya ticaret anlaşmasının ardından ilk tam yılda %9 artarak 429,5 milyon sterline çıktı.
İrlanda ve Fransa, İngiltere'nin en büyük ihracat pazarları olmaya devam ederken, çay ve bisküvi gibi İngiliz ürünlerine olan güçlü talep nedeniyle ABD üçüncü sıraya yükseldi.
FDF, İngiltere ile ABD arasında yapılacak gelecekteki bir ticaret anlaşmasının, özellikle ABD'nin AB ülkelerinden şarap ve şampanyaya %200 gümrük vergisi uygulayacağı yönündeki tehditleri göz önüne alındığında, gıda ve içecek sektörünü olası gümrük vergilerinden koruyacağını umuyor.
