Gün geçtikçe yapay zekanın mesafe kat ettiği bu dönemde bazı kişiler, yaşadıkları sağlık sorunlarında çözüm arayışına internet ve yapay zekâ üzerinden ulaşmaya çalışmakta.
Konu hakkında önemli uyarılarda bulunan Fizyoterapist Mehmet Şerif Bilben, özellikle ağır rahatsızlıklarda bu tür yaklaşımların ciddi riskler taşıdığını belirterek, her hastalığın kişiye özel değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Maddi ve zaman kaybının önüne geçmek gerekçeleriyle çoğu kişinin, tedavi için yapay zekaya başvurduğunu belirten Bilben, “Bazı insanlar olası bir rahatsızlıklarında, çözüm arayışı için internete başvuruyorlar. Kendilerince bir çare arıyorlar. Bu da bazen kötü sonuçlar doğurabiliyor. Birincisi, maliyet açısından çok maliyetli bir yola başvurmak istemedikleri için olabiliyor. Zaman açısından git-gel yapmak istemedikleri için olabilir. Tabii ki biz bunu daha hafif rahatsızlıklar için söylüyoruz. Olası bir kas ağrısı, ani bir sırt tutulması, bel-boyun tutulmaları, omuz ağrısı, genel bir eklem ağrısı için yapay zekâdan destek alıp gerekli uygulamaları yapmaya çalışanlar oluyor.” şeklinde konuştu.
“Aynı hastalık, farklı kişilerde farklı sonuçlar doğurabilir”
Her egzersizin aynı kişi ile uyuşmadığını aktaran Bilben, “Hocalarımız, aldığımız eğitim sürecinde ‘hastalık yoktur, hasta vardır’ sözünü söylerlerdi. Aynı hastalık, farklı kişilerde farklı sonuçlar doğurabilir. Aynı şekilde tedavileri farklı olabilir. Biz her gelen hastaya kendi yaşam tarzına göre, kendi hikâyesine göre, özgeçmişine göre bir protokol hazırlıyoruz. Bu protokole bağlı da devam etmeye çalışıyoruz. Çünkü her egzersiz her kişide aynı sonuçlar vermiyor. Herkesin kas esnekliği bir olmuyor. Özellikle fıtığı olan kişilerde çok küçük bir fıtığı olup şiddetli ağrı çeken hastalar var. Çok daha büyük fıtığı olup çok daha az acı çeken insanlar var. Bunun kesin bir çizgisi yok. O yüzden kesinlikle hastalığa bağlı bir yöntem, daha çok hastaya bağlı bir yöntem belirlemeye çalışıyoruz.” şeklinde ifade etti.
Bilben, egzersiz programın oluşturulması için alanında uzman kişilerden destek alınması gerektiğini vurgulayarak, “Kişi, yapılan muayeneden ve tedavilerden sonra verilen egzersiz programlarını tek başına devam ettirebilir. Her egzersiz her kişide aynı sonucu vermeyebilir. Yapay zekâda olan bazı noktaların kullanılması güzel olabilir. Ancak alanda uzman kişilerle programın hazırlanması çok daha verimli olacaktır. Kabataslak program hazırlandığında, sabit bel ağrısı veya boyun ağrıları için standart egzersizler var ama zaman ve gündem sürekli değiştiğinden buna bağlı olarak egzersiz çeşitleri de değişiyor.” ifadelerini kullandı.
Bilben, yalnızca fizyoterapi alanında değil, diğer branşlarda da aynı sorunun yaşandığını belirterek, “Fizyoterapist dışında da diğer branşlarda da yapay zekâya danışanlar oluyor. En verilebilecek örnek de diyetisyen branşıdır. Yapay zekâyla bir psikoloji üzerine terapi alanlar oluyor. Dolayısıyla daha sağlıklı bir yaşam için kesinlikle alanında uzman kişilere danışmak lazım.” dedi.
“Tedaviyi yapay zekâdan ummak, daha kötü sonuçlar doğrurabiliyor”
Ağır hastalığı olan kişilerin uzman yerine yapay zekâdan çözüm aramasının ciddi riskler barındırdığını kaydeden Bilben, “Ağır bir hastalığı olmasına rağmen bazı kişiler tedavi için uzman kişilerden ziyade yapay zekaya danışıyor. Bunun birkaç sonucuna şahit olduk. Çok ağır fıtığı olan kişiler her hareketi yapamaz. Kişi tedaviyi yapay zekâdan umduğu vakit kendini olağanın dışında fazla zorluyor ve daha kötü sonuçlar elde ediyor. Daha önceden yürüyebiliyor iken, ardından tamamen tutulmuş bir şekilde sonuç alıyor. Bundan sonra hastanın kliniğe gelmesi gerekirken, artık biz hastanın yanına gitmek zorunda kalıyoruz. Çünkü kalkamayacak duruma gelenler oluyor.” ifadelerini aktardı.
Doğru ve erken tedavinin her zaman daha sağlıklı olacağını dile getiren Bilben, “Her hastalıkta olduğu gibi fizik tedavide de erken teşhis, erken tedavi çok daha faydalıdır. İşler kötüye gitmeden fizik tedaviye ihtiyacı olanlar, alanında uzman kişilere muhakkak başvurmalıdır ki bizler de burada daha güzel sonuçlar verebiliriz onlara. Çünkü olay ne kadar üzerine geçerse fizik tedavinin vereceği verim o kadar azalabiliyor maalesef. Bu bizim elimizde olan bir şey değil. Kişinin durumuna bağlı oluyor.” şeklinde kaydetti. (İLKHA)
