CHP’nin 2023 seçimlerinde Ekrem İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı olarak öne sürmesi, partinin geniş bir seçmen kitlesine hitap etme çabasının bir sonucu. Ancak CHP'nin bu tercihinin milliyetçi seçmende ciddi bir karşılık bulması oldukça zor görünüyor. Özellikle Mansur Yavaş’ın aday olmaması durumunda, milliyetçi camianın güçlü bir alternatif arayışı hızlanacaktır.
Son günlerde CHP yönetiminin aday belirleme sürecini üyelere açma kararı, ilk bakışta demokratik bir hamle gibi gözükse de, Türk milliyetçileri açısından büyük bir handikap içeriyor. Çünkü CHP’ye üye olmayan milliyetçi seçmenler bu süreçte tamamen dışarıda kalacak. Bu durum, ülkücü tabanın sürece müdahil olmasını engellemekle kalmayacak, aynı zamanda CHP’nin taban dışından destek arayışına girmesine de ket vuracaktır.
CHP, milliyetçi seçmene güven vermek istiyorsa, öncelikle milliyetçilikle arasındaki güven krizini aşmalıdır. Son yıllarda CHP içerisinde yükselen sol-liberal söylemler ve HDP ile kurulan ilişkiler, milliyetçi seçmenin bu partiye olan mesafesini artırdı. Buna karşılık Mansur Yavaş, belediye başkanlığı döneminde özellikle MHP seçmeninden dahi yüksek destek almayı başardı. Yani milliyetçi seçmen için öncelik parti değil, adayın kim olduğu. Eğer Mansur Yavaş aday olmazsa, milliyetçi camianın Ahmet Yılmaz gibi güçlü alternatifler üzerinde çalışması kaçınılmaz hale gelecektir.
Görünen o ki, CHP'nin bu süreçte milliyetçi seçmeni ikna etmesi kolay olmayacak. Ekrem İmamoğlu’nun geçmiş söylemleri ve siyaset tarzı, milliyetçi-muhafazakâr seçmene hitap etmekte zorlanıyor. Eğer CHP, geniş bir milliyetçi desteği arzuluyorsa, aday tercihini gözden geçirmeli ve sürecin yalnızca parti içi bir mesele olmadığını idrak etmelidir. Aksi takdirde, milliyetçi seçmenin farklı bir lider etrafında birleşmesi çok uzak bir ihtimal değil.