Unutma unutturma
Çırpınırdı Karadeniz:
Kurşuna Dizilen Bir Şiirin Ardında Ahmed Cevat
Bazı şiirler vardır ki sadece kelimelerden ibaret değildir. Onlar bir milletin sevdasını, özlemini, fedakârlığını ve kaderini taşır. “Çırpınırdın Karadeniz” işte böyle bir şiirdir. Kimi zaman coşkun bir sel gibi Türk ordusunun önünde yankılanmış, kimi zaman bir annenin oğluna ağıtı gibi göğüslerden kopmuştur.
Bu destansı mısraların sahibi ise kaderi de şiir kadar çırpınan, ama asla boyun eğmeyen bir yürek:
Ahmed Cevat.
1914’te Azerbaycan'da kaleme aldığı “Çırpınırdın Karadeniz” şiiri, Osmanlı’nın Çanakkale cephesindeki mücadelesine bir selam, bir dualı armağan olarak doğdu. Bir Azerbaycan Türk’ünün Anadolu’daki kardeşlerine olan sevdasını, hürriyet aşkını ve milli birlik hayalini dile getirdiği bu şiir, sınırları aşarak Türk milletinin ortak türküsüne dönüştü.
Ancak Ahmed Cevat yalnızca bir şair değildi. O bir fikir adamı, bir Türkçü, bir idealistti. Kalemiyle değil, yüreğiyle yazardı. Halkını uyanmaya, birlik olmaya, istiklale çağıran bu ses, dönemin Sovyet yönetimi için tehdit sayıldı. 1937’de, Stalin’in baskıcı rejimi tarafından ‘Pantürkist’ suçlamasıyla kurşuna dizildi.
Oysa o yalnızca “Türk’ün Türk’e kardeş” olduğunu söylüyordu. Ne bir isyan başlatmıştı, ne bir silah kuşanmıştı.
Suçu; milletini sevmek, öz benliğini unutma diyen dizeler yazmak, Türk dünyasının birleşeceğine inanmaktı.
Bugün Ahmed Cevat’ın ölümünün üzerinden 80 yılı aşkın zaman geçti.
Ama onun ideali yaşıyor. Türkiye’de, Azerbaycan’da, Türkistan'da ve gönüllerimizde...
Çırpınan her Karadeniz dalgası, onun sesini taşıyor. Kurşun geçse de ideallerinden, kelimelerinden, aşkından vazgeçmeyen bu yüce gönüllü Türk şairini rahmetle, minnetle ve hürmetle anıyoruz.
Zulümle susturulmak istenen o ses, şimdi daha gür:
"Türk’ün sesi bir gün yeniden yankılanacak!"
Strateji Uzmanı
Gazeteci Yazar
Gökalp Şentürk