Önümüzde ki günlerde kutlayacağımız bayram öncesi 'Özgür gazetecilik ve güçlü yayıncılık' adına bayram mesajları, reklamlar almak için telefonla aradığım iş insanlarının, 'Tabi ki dedikten sonra 'Gazeteci duydun mu?' diyerek bilmediğim bir konuyu bana da iletirlerken o istenmeyen tatsız konu bugünkü yazıma da ilham veriyordu.
Çünkü benim de davetli olduğum ama TEMPO TV'de canlı olarak yayınlanan 'Gazetecilerle Gündem' adlı yayının yanı sıra gazete ve haber sitelerimizin yoğunluğu ve yorgunluğu dolaysıyla gidemediğim Hoç/Fed'in üyelerine, derneklere, hemşerilerine ve önümüzde ki ay gideceği kongresinde oy kullanacak olan delegasyonuna verdiği iftar yemeğinde gelişen tatsız bir olayın çok yakından tanıdıklarım, akrabalarım olan dostlar arasında yaşandığı ve bu tartışmanın aile içi basit bir tartışmadan öte bir şey ve habere değer olmadığını öğrenip, yeniden 'yerelden ulusala gazetecilik' dediğimiz haberlerime dönüyordum.
Ve Ankara Ardahan Federasyon Başkanı Berkant Ezer'in sanal da yaptığı paylaşımda dikkat çeken önemli konu İstanbul ve ya ülke genelinde bulunan ve kendi alanlarında ülke ekonomisine yön verecek kadar ekonomik durumları iyi olan hemşerim iş insanları olanlar değil, yoksul Çıldır'ın merkezinde onca sıkıntıya rağmen milyonlar gibi göç etmeyip, Gürcistan ve Ermenistan'a sınır bekçisi memleketi terk etmemek için direnen Ardahanlılardan olan Çıldırlı bir iş insanının kardeşleriyle birlikte 'Çıldır Gölü' isimli yeni bir seyahat firması kurmaya çalıştıklarını görüyordum.
Cumhurbaşkanı adayı Demirtaş'tan sonra İmamoğlu'nun tutuklanmasının gölgesinde kalan yeni bir barış süreciyle devam eden ve bir hayli yoğun, bir o kadar da gergin olan ulusal gündemi de takip ederken yerelde yaşanan bu iki olayı düşünürken Ardahan'ın en yüksek dağı olan 3 Bin 197 rakımlı dağı ve boşa akan suyu ile mevcut iktidarın 22 yılını da hatırlatan Hoçvan'ın 22 köyüne olduğu gibi merkezde ki 5 köye verileceğine boşa akan su ile sık sık gündeme taşıdığımız Kısır Dağı bir kez daha benim gündemime düşüyor.
Evet, bugün bir kentin, bir şehrin, bir bölgenin tanınmasına, bilinmesine büyük katkı sunan ve yeniden tüm dünyanın adını duyduğu, sürekli olarak basının gündeminde olan ve son olarakta İmamoğlu'nun da gönderildiği dubarları soğuk 'Silivri Cezaevinin, o dönemin parası olan 600 bin TL. bütçesi de ayrılarak aslında 'kimse gelmiyor' denen ama eski Hanak yolunu açıp, yolunu, alt yapısını elden geçirmektense başka yere taşınmak istenen Organize sanayisinin de yanı başında bulunduğu çöp merkezli yıldız dağının eteğine, Ardahan'a yapılacakken bugünkü olduğu gibi dünkü Ardahanlı siyasilerin duyarsızlığı dolaysıyla son anda Silivri'ye kaydırıldığını biliyor musunuz?' diye sorarken fabrika, okul değil de yeni ceza evlerini yapmaya hazırlandığı belirtilen iktidarın 22 yıldır idare ve de yönetimin de olan ülkenin olağanüstü gündemi içinde bugünkü yazıma konu olan iki yerel gelişme daha önce Hoçvanlı bu aileye yaptığım ve Hoçvan'a olacağı gibi tüm Ardahan'a iyi gelecek dediğim yıllar önceki bölgeye yatırım çağrısını da bana hatırlattı.
Ki bu hatırladığım konuyu bizzat kendim Hoçvan Federasyonunda yaşanan aile içi küçük ve değersiz tartışmanın bir tarafı olan ailenin yanı sıra biz Ardahanlılarında adını gururla andığımız isme bizzat kendim önermiş ve ricada bulunmuştum. O önerim Çıldırlı iş insanı kardeşlerin hem de bunca ekonomik sıkıntı içinde el ele verip, Çıldır'ı, Çıldır Gölünü ve Ardahan'ı Can ve Özlem Ardahan gibi bu kez de onun aracılığı ile ülkenin yollarında tanıtacak olan 'Çıldır Gölü' isimli yeni bir seyahat firması kurmaya çalışmalarına benzer bir firma olacak olan, 'Hoçvan Seyahat' adlı bir otobüs firması kurulması önerisiydi.
Çünkü Hoç/Fed'de yaşanan o tatsız aile içi tartışmanın içeriğine baktığımda hemşeri iş insanlarımızın bu ülkenin iş istihdamına katkı sunmak için tüm imkanları ile yeniden çaba gösterdiklerinin en güzel örneklerinden birinde yaşanan aksilikler dolaysıyla olduğunu öğrenirken 'Ardahan'ı olduğu gibi Hoçvan'ı en iyi şekilde tanıtacak olan bir otobüs firmasının kurulup, alınacak 10 değil, 9 otobüsün önüne, 'Hoçvan Seyahat' yazılması ve o otobüslerin yöre insanının bütçesine uygun bir bilet parasıyla hizmet edebileceğinden bahsetmiştim.
Ve Ardahan'dan kalkıp, milyonların oyu ile seçilen belediye başkanının da Demirtaş ve diğer siyasiler gibi tutuklandığı İstanbul'a ve yurdun her tarafına yolcu götürüp, getirirken o isimle kurulacak olan yani 'Hoçvan Seyahat' adıyla bir otobüs firmasının hem Ardahan'ı tanıtacağını, hem belde, ilçe olmak isteyen ama iş yapmayan Organize sanayi gibi Saffet Kaya tarafından 'Açtık' denerek kurdelesi kesilen hayvan meydanı bile açılamayan Hoçvan'ın adını gündemde tutacağı gibi iş insanlarının bu yönde yapacağı yatırıma yönelik harcayacakları finansal kaynağını da kar olarak kendilerine geri kazandıracağı gibi 9 şoföre, 9 muavine yetmedi bölgedeki ülkedeki akaryakıtçıya, lastikçiye, restorancıya, hatta 'Ardahan, Ardahan' diye bağıracak olan çığıtkanlara imkan sağlayacağını da anlatmıştım.
Evet, bir yakası Çıldır Gölü'nün de su kaynağını merkezi olan ama Hoç/Fed başta olmak üzere bölge stk'ları ve de siyasilerinin duyarsızlığı dolaysıyla nedense Hoçvan'a bir türlü verilemeyen ve boşa akan suyu ile bilinen Ardahan'ın en yüksek dağı Kısır Dağının iki yakasında yaşanan bu iki gelişmenin bir hayra, 'Çıldır Gölü' adlı yeni bir firmaya, 'Hoçvan Seyahat' adlı bir yatırıma dönmesi umuduyla yıllar önce bizzat tanışıp, sohbet ettiğim de onun bir gazeteciden daha çok kitap okuduğunu ve iş insanı olmanın yanında bir aydın gibi kendisini yetiştirdiğin saatler süren samimi sohbetinde algılayıp, anladığım mütevazi kişiliğiyle tanınan büyüklerinin adıyla gurur duyulan o iş insanlarına ve tüm Hoçvanlı, Göleli, Posoflu, Damallı, Hanaklı, Gorevengli kısacası tüm Ardahanlı iş insanlarına bir kez daha bu yönde bir çağrı yapmak isterim.
Ama bölge siyasileri ve stk'ları gibi bölgemin iş insanlarının da şehrimin simgesi olan Kısır'ın suyu gibi suyu boşa akan ve bölgeye karlarından çok zararları olan HES'lerle gemlenen Kura Nehrine, Karadenizlilerin sahiplenmek istediği Bübülan'a, Ardahan'ın adına 'Meşe Ardahan' , Göle'nin adına 'Yeşil Göle' adını veren ancak yaşana iç siyasi gelişmeler ile iyiden iyiye çıkmaza giren ekonomi dolaysıyla 41,10 Türk Lirasını bulan Avrupa Birliğinin Eruolarıyla yapılan Kayak Evi ve Dağ Oteli işletilemeyen ve de kent müzesi dahil hiç bir karşılık alınmadan, bölgedeki kale, kula, kilise, sinengogları onarmadığı gibi yolunu ve tabelasını bile yapmayan Kültür Bakanlığına bedavadan, verilmek istenen Yalanızçam Kayak Tesisleri adıyla anılan ormanlarına sahiplenmek için sınır tabelasını Göle merkezin dibine kadar getiren Erzurum'a ses çıkarmadıkları gibi Çıldır Gölüne de sahip çıkılamadığını da üzülerek hatırlarım.
Neyse ben yine de o iş insanına önerdiğim fikrimi bura da bu yazımda bir kez daha hatırlatıp, biri demiryolu olmak üzere 3 gümrük kapısı olan ama olmayan ithalat, ihracat gibi 75 plakalı tırlar değil, Ardahan ile aynı gün İL olan ve Ardahan'da olmayan, Doğu Expresi Treni başta olmak üzere trenlerin Ardahan'a da gelmesi için bu yönde başlatılan kampanyalara rağmen Ardahan'da da yapılmalı denen ama unutulan havaalanını da yapılan Iğdır'ın 76 plakalı tırların yolların da tur attığı Ardahan'ın yerel kaynaklarla kurulmaya çalışılan 'Çıldır Gölü Otobüs' firması gibi Hoçvan Seyahat isimli yeni bir Can Ardahan ve Özlem Ardahan ile 'Newroz mu, Nevruz mu?' gibi iki isimle anılan ramazan veya şeker bayramı öncesi zor şartlar altında memleketten, ülkeden hatta dünyadan size haber, yorum, görüntü ulaştırmaya çalışan biz gazetecilerin bayram mesajlarınızı ve iş sektörünüzün reklamlarını beklediği de önemle belirtir