“Mustafa Kemal’in Askerleri” sizin gibi çapulcu muydu?
İddia edilenler ve uygulamalar ile birlikte gelinen nokta odur ki; bir belediye başkanı, görev esnasında yapmış olduğu usulsüzlükler dolayısıyla, kanun ve anayasa maddeleri çerçevesinde, görevli cumhuriyet savcılığı tarafından kamu adına hazırlanan soruşturma dosyası çerçevesinde tutuklanıyor.
Şikâyet edenlerin ifadeleri ve ortaya sunulan deliller, bu durumu apaçık bir şekilde zaten gösteriyor.
Bahse konu şahıs ve avenesi tarafından işlenen, hatta ve hatta aleni olarak kamunun gözüne sokulan suç unsuru oluşturan düzenlemeler, uygulamalar, kanun tanımaz hal ve hareketler bunu gösteriyor. Kaldı ki sorgulama esnasında bilinmeyen pek çok unsur da, yine kendileri tarafından itiraf şartları dâhilinde ortaya çıkmış, bu nedenle de sonu merak edilen üzücü bir durum ile karşı karşıya bulunmaktayız.
Giriş bu kadar…
Daha ilerisi kanunun ve kamunun işi olduğundan dolayıdır ki şimdilik bizi aşar.
Bizim asıl sıkıntımız; elde var olanlarda değil, bilinenlerde veya dosyalarda yazılı olanlarda değil!
Sokakları kan gölüne çevirmeye kalkan, devletin kamu düzenini korumak üzere kendi temsilcisi olarak görevlendirdiği ve bizim kendi canımız olan güvenlik güçlerine asit dahi atabilecek bir zihniyete sahip olan, adı konulmamış ve konulamayacak olan, sözde hak arayışı içerisinde olan ve samimi olmadıkları her hallerinden belli olan “sürü”ye dir…
Bizim asıl sıkıntımız; geçmişin izlerini taşıyan, bilhassa manevi değerlerimizin yoğun olarak yaşatıldığı kabristanlarımıza yapılan saldırılardadır…
Bizim asıl sıkıntımız; Ramazan gibi maneviyatı toplumumuzda ciddi anlamda değer bulan ve kadim halklarımızın büyük bir çoğunluğunun, hürmet ve inanç birliği göstererek saygı duyduğu bu günlerde, “sözde” tepki olarak camilerimize, ibadethanelerimize ve dahi insanımıza karşı aleni olarak “alkol” alınarak yapılan çirkin ve bir o k adar da ahlaksız saldırılaradır…
Bizim asıl sıkıntımız; bütün bu yapılanların demokrasi adına, cumhuriyet adına, bu ülkenin ender olarak yetiştirmiş olduğu nadide değeri ve kurucularından Gazi Mustafa Kemal Paşanın adına, O’nun ismi kullanılarak “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” diye ortaya döktürülen çirkinliklere ve yapılanlaradır…
Kime?
Bu ülkenin seçilmiş hükumetine ve o hükumetin temsilcisi Cumhurun Reisine.
Bu ülkenin kadim halklarına!
Bu ülkenin birikimlerine!
Bu ülkenin insanlarına, yarınlarına-geleceğine ve bilhassa askerine, polisine…
Hem de; yüzleri peçeli olarak, maskeli olarak…
Kahpelikçe, kalleşçe ve dahi nankörce…
Dilinize doladığınız ve asla hakkını ödeyemeyeceğiniz; “Mustafa Kemal’in Askerleri”, büyük taarruzda sizin yaptığınızı mı yaptı?
Çanakkale’de, İzmir’de, Anafartalar’da, Samsun’da, Erzurum ve Sivas’ta sizin yaptığınızı mı yaptı?
Ellerinde alkol şişeleri, ibadethaneleri ayaklarıyla çiğneyip, kabristanları basıp geçmişin izleri olan mezarları paramparça ederek, halka zarar vererek mi bu günlere geldi?
“Mustafa Kemal’in Askerleri” sizin gibi çapulcu sürüsümüydü?
Kendi halkına kezzap atıp, caddelerini ve sokaklarını talan ederek, eşkıyalığın en son versiyonu olan şu rezil durumunuzu mu sergiledi?
Yazık!
Hem de ne yazık!
Mustafa Kemal’in adını kullanarak yemediğiniz herze kalmadı, şimdi askerlerine mi iftira atıyorsunuz siz?
Halbuki,
Siz; pandemi döneminde dahi maske takmaya lüzum görmeyenlerdiniz? Hani siz; çarşafa ve benzeri yüzü saklayan her türlü örtüye karşıydınız?
Hani siz haklıydınız?
Bu saklanmalar, bu korkak adımlar niye?
Bu nasıl bir kin, kime karşı saklanan bir öfke ve nasıl bir öç alma şeklidir.
Sizler kimin temsilcisi ve kimin çocuklarısınız?
Aldığınız bu görev ile sokakları kan gölüne çevirerek neyi amaçlıyorsunuz ve kaça satıldınız?
Fiyatınız ne?
Sizin bu yapmış olduğunuz şeyin adına hak aramak deniliyor ise o zaman ben de bu ülkede yaşayan ve sizinle aynı haklara sahip olan bir vatandaş olarak, hepinizden şikâyetçiyim.
Benden ve sizin gibi olmayan ve sizin gibi düşünmeyen bizlerden alınan vergiler ile hizmete konulan, görevlendirilen ve dahi toplumsal hayatımızın bir parçası olan maddi ve manevi değerlerimize karşı yürüttüğünüz bu kanunsuz eylemleriniz sonucunda meydana gelen ve gelebilecek her türlü zarar ve ziyanın, başta sizi o sokaklara çağıran ve sizi ateşin içerisine bile-isteye atanlardan tahsil edilmek üzere, kamu adına-kanun adına cezalandırılmaları talebiyle şikâyetçiyim…
Bu yüzden; Samsun’da başlayan kutsal kurtuluş yolculuğunda, o büyük komutanın yanında bulunan eşsiz askerlerinin adını, o alkol kokan ağzınıza alarak, ruhsuz beyinlerinizde şekillendirip daha fazla kirletmeyin derim.
Bu vesileyle;
Bizlerinde vatandaş olduğumuz gerçeğiyle yola çıkarak; kamu haklarımızın korunarak, mağduriyetimizin giderilmesini, kanun ve kamu adına ilgili kurumlarımızdan arz ve talep ediyoruz…
Çünkü dün Samsun’da, Erzurum’da, Sivas’ta ve dahi İzmir’de Gazi Paşanın yanında biz vardık, dedelerimiz vardı, babalarımız vardı…
Bu yüzdendir ki; asıl “biz” Mustafa Kemal’in Askerleriyiz.
Peki ya; kendi çocuklarımız olan polisimizin kanını döken;
Siz kimsiniz?