Kandilimiz mübarek olmasın! 

Kandil mevsimi açıldı..
Hepimize "MÜBAREK" olsun.. 

Bugün yazacaklarımı tepki alacağımı bile bile yazıyorum..
Çünkü doğruyu söylemekle veya yazmakla mükellefim..
Her kulun bununla mükellef olduğu gibi! 

Bu hafta sizden gelen mesajlar dün itibari ile yoğunlaştı..
Neden?
Kandil(!)di.
Regaib Kandili... 

Ve gelen mesajlarınızda eleştirel yaklaşımlar vardı.. 

Özetle;
"Neden kandil mesajı veya paylaşımı yapmıyorsunuz?" 
"Neden bu gecenin özelliklerini yazmıyorsunuz, yapılacak ibadetler neler, niye paylaşmıyorsunuz?"
şeklindeydi bu eleştiriler.. 

Paylaşmıyorum, anlatmıyorum, çünkü bunların bir aslı yok! 

Haa aslı yok diye; bu geceye veya güne özel de olsa(!) ibadetler yapsak, oruç tutsak, extra namaz kılsak günah mı? 

Hayır tabii ki! 

Yaparsak kendimize artıdır elbet.. 

Bu gecelere özel ibadetlerimizi arttırdık, ya da hiç Kur'an okumayan kişi bile o geceye özel bir Yasin okudu veya iki rekat namaz kıldı diyelim..
Ne kazanır?  

Öncelikle Rabbimiz zerre hükmündeki bir iyiliği, ibadeti karşılıksız bırakmaz! 
Hele birde kulunun O'ndan kat kat karşılık vereceğini ümit ederek, sadece o bir günlük veya gecelik dahî olsa yaptıklarına asla kayıtsız kalmaz!  

Zîra Kutsî bir hadiste, "Ben kulumun zannı üzereyim" buyrulmuştur!
Yani biz Rabbimizi nasıl bilirsek öyle muamele görürüz..  

Ben bin kat sevap ümîdi ile kıldığım iki rekat namaza, bin rekat hükmünü vereceğine itimat ederek kılarsam, bu bir yerde yazmasa da Rabbim verecektir inşallah... 


Ama bana "niye yazmıyorsun" diyerek sorduğunuz bu geceye veya "kandil" adlı gecelere özel, tayin edilmiş yazılı çizili bir namaz veya tesbih tane sayısı, zikir türü vs yok!


Geçen yıl yine bu dönemde yazmıştım..
"ÜÇ AYLAR VAR MI"  ve "KANDİL NEDİR?" başlıklı yazılarda.. 

(BU KONULARIN AYRINTILARINI YAZI ARŞİVİNDEN BU BAŞLIKLARLA OKUYABİLİRSİNİZ) 

Bugün ki konumuzun aslı ise; 

Kandilleşmek sünnettir!!! 

Yok böyle bir sünnet! 

Ne Efendimiz (SAV) döneminde, ne ondan sonraki 4 halife döneminde; şimdilerde "KANDİL" adı verilen "MÜBAREK" sıfatlı geceler yoktu çünkü! 

Kimse kimseyi gördüğünde 
"Kandilin mübarek olsun" 
"Hayırlı kandiller" 
"Üç aylar geldi, hoş geldi"  vs cümlelerle tebrikleşmemiştir! 

Üç aylar diye tabir edilen bu zaman diliminde yapılan hiç bir ibadet boşa gitmez elbet.. 

Ama, biz bütün bir yıl harala gürele yaşayalım..
İbadet, abdest namaz hak getire!
Yalan dolan gırla!
Ahlak, edep zaten yok!
Haram-helal sorgulamayalım!
Kul hakkı gözetmeyelim! 

Sonra?? 

Kandil geldi, hadi kandilleşelim!!

Normal zamanda halini hatrını sormadığımız insanlara; bir ihtiyacı var mı diye bilmediğimiz eşe dosta, akrabay-ı tâluka, hattâ ana-babaya telefon açıp, mesaj yazıp "KANDİLİN MÜBAREK OLSUN" demek yeterli mi? 
Bu ne kadar doğru? 

Bunu yapınca vefalı dost, iyi arkadaş, has akraba, hayırlı evlat mı oluyoruz? 

Ya da; camii, gül, çiçek resimleri ile, mânevi ifadelerle süslenmiş "KANDİL" paylaşımları yapınca o "mübarek" diye sıfatlandırılan(!) gün ve gecenin hakkını mı veriyoruz!? 

Kendimizi böyle rahatlatırken biz; bize mesaj yazmayan aramayan sormayanlara,  yani KANDİLİMİZİ(!) "MÜBAREKLEMEYENLERE" de yafta yapıştırıp: 

"Ya bu devirde hiç mâneviyat kalmadı, hey haatt!" diye de hayıflanırız değil mi? 

Mübarek ne demektir? 

Arapçada; kutsanmış, Allah (CC) tarafından güzel kılınmış veya bereketli mânasındadır.. 

Kur'an'da ayetler içinde de bu iki anlamda geçer.. 

Ve arapçada vâr olan bir kelime olduğundan da Efendimiz (SAV) tarafından kullanılan bir kelimedir.. 

ANCAK!

O'nun döneminde "KANDİL"  olmadığından ne kendisi ne de başka biri, kimse ile "MÜBAREK" kelimesini kullanarak kandilleşme(!)miştir! 

Efendimiz (SAV) sadece; Ramazan ve Kurban Bayram'larında bu kelime ile selamlaşmış, günümüzdeki mâna olarak da "bugün size bereketli olsun" demiştir! 

MÜBAREK kelimesinin bugün TDK'daki anlamı ise: 

Maddî ve mânevî açıdan hayır getirip artarak devam eden anlamında bir sıfat. 

Ez cümle... 

SÜNNET: Efendimiz'in (SAV) yaptığı işler, işleri yapış şekilleri, izlediği yollar, tavır ve davranışlarının bütününe verilen isimdir.. 

Bunlar içinde; Kandilleşmek diye bir sünnet yoktur! 

"CUMA" mübareklemesi de!! 

Benzer bir konu da bu!
"CUMAN MÜBAREK OLSUN"
"HAYIRLI CUMALAR" 

Hattâ son yıllarda bu öyle bir hal aldı ki, peşembe gecesi "mübarekleme" başladı! 

"CUMA GECENİZ MÜBAREK OLSUN" başlıklarıyla..
Perşembe Cumanın gecesi ya... 

Perşembe gecesinin ilerleyen saatlerinde "dın, dın" mesaj sesleri yankılanmaya başlıyor..
Cuma ikindiye kadar da sürüyor!
Hele bir de yazana cevap yazmazsanız, vay hâlinize! 

(Cuma günü özel bir gündür evet..
Bunu başka bir gün yazmak üzere bırakalım) 

Ama ne "CUMA" ne de "KANDİL" mübareklenmesi diye bir sünnet yoktur!


AMAA!! 

Doğru sözlülük, dürüstlük diye bir sünnet vardır!
Güzel ahlak diye bir sünet de..
Kul hakkına riayet de! 

Gıybet etmemek de..
Hak yememek, kendi hakkına riayet etmek de..
Gördüğü yanlışları düzeltmek de! 

Haram-helal hassasiyeti de..
Ticarette doğruluk da..
Edepli olmak da!
Ana-babaya, akrabay-ı tâlukata hürmet hizmet, yardım da.. 

Haksızlığa, zulme karşı dilsiz şeytan olmamak da!
İsraftan kaçınmak da..
Gösterişten uzak durmak da!
Dünya malı, makam mevki peşinden koşmamak da! 

Bunlar ve benzeri bir çok güzel haslet sünnettir! 

HATT  EFENDİMİZ'İN (SAV) EN BÜYÜK, EN ÖNEMLİ, OLMAZSA OLMAZ SÜNNETİNİ DE YAZALIM! 

FARZ İBADETLER!! 

Sünnet hassasiyetimizi gösterecek isek bunlarda, gerçek sünnetlerde gösterelim... 

Velhasılı kelam... 

Aslı olmayan ama; Rabbimize yaklaşmak için, en azından bir gün de olsa güzel şeyler yapmamıza, ibadet edip sevap kazanmamıza vesile olup da "1, 0'dan büyüktür" diyerek zararı yok kârı var dediğimiz "KANDİLİMİZ MÜBAREK" olsun mu? 

Olsun, zararı var mı yok! 

Ancak herşeyi sıkıştırdığımız tek bir gün "MÜBAREK" olacağına; biz etimizle, kemiğimizle, ruhumuzla, bedenimizle, aklımızla, irademizle, tek bir gün ya da sayılı günlerde değil de, tüm ömrümüz boyunca “MÜBAREK” olsak? 

Hani "MÜBAREK" kelimesi de yerini bulsa.. 

"MÜBAREK İNSAN, MÜBAREK KUL" olsak..



Rabbim hepimizi gerçek ilim-irfan ehli eylesin..
Safsatalarla kul hakkına girmekten muhafaza eylesin..
Efendimiz (SAV) gibi dosdoğru yaşayan bir kulun izinde, gerçekten sünnetlerine riayet eder şekilde ve  evvelâ en önemli sünneti olan "farz" ibadetleri yerine getirmeyi nasip eylesin.... 

Kandilinizi, cumanızı mübareklemeyen ben, hepimiz adına "insanlığımız, kulluğumuz MÜBAREK olsun" diyeyim.. 

Yani; (insanlığımız-kulluğumuz) bereketli, Allah (CC) tarafından güzel kılınmış olsun" inşallah...


                                         VESSELÂM...