Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, tarihin akışını tersine çeviremeyeceğini sonunda anladı. Karabağ’daki hezimetin ardından içeride sert muhalefetle, dışarıda ise yalnızlaşmayla karşı karşıya kalan Paşinyan, son kozlarını oynuyor. Ama ne çare! Tarihin hükmü kesindir: Türk’ün gücü karşısında diz çöken bir daha doğrulamaz.
Geçtiğimiz günlerde Azerbaycan ile bir barış anlaşması taslağı sunduğunu duyurdu. Rusya’nın kapısını çaldı, Batı’ya sinyaller gönderdi. Ama Ermenistan içinde çatlak sesler yükseliyor. “Toprak verdin, vatan sattın” diyenler meydanlarda. Halkının gözünde artık bir “hain.” Oysa gerçek şu ki, teslim olmaktan başka çaresi kalmadı. Zira Azerbaycan, 2020’deki zaferinin ardından Karabağ’a tamamen hâkim oldu. Paşinyan ise o günden beri kâğıttan bir kule gibi çökmekte.
Üstüne üstlük, içeride de sular durulmuyor. Mevcut anayasayı değiştirerek ülkesini yeni bir düzene taşımak istiyor ama ne ordu ne halk bu sürece destek veriyor. Ermenistan tarihine ihanet eden bir lider olarak yazılmaktan kurtulamayacak. Çünkü o da biliyor: Türk’ün adaleti karşısında sahte iddialarla varlık sürdüremezsin.
Bugün, Azerbaycan’ın kararlı adımları, Türkiye’nin bölgedeki ağırlığı ve Türk Devletleri Teşkilatı’nın güçlenmesi, Ermenistan’a eski hayallerini unutturuyor. “Büyük Ermenistan” rüyasının sonu geldi. Tarih, Paşinyan gibileri unutur, ama Türk’ün zaferini asla.
Türk milleti için bu bir dönüm noktası değil, yalnızca bir hatırlatma: Güçlü olursan, kimse sana kafa tutamaz. Erivan’daki koltuk sahipleri de bunu çok iyi öğrendi.