9877,59%-0,37
36,21% 0,35
37,99% 0,32
3352,29% -1,35
5525,76% 0,70
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, son günlerde yürütülen soruşturma ve tutuklamaları FETÖ’nün Ergenekon-Balyoz kumpaslarına benzetti. '
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin Meclis grup toplantısında konuştu. Dervişoğlu’nun gündeminde Bolu Kartalkaya faciası ve Ekrem İmamoğlu’na yönelik soruşturmalar ile Ümit Özdağ’ın tutuklanması vardı. Dervişoğlu, “Bugün Ekrem İmamoğlu’na iddianame, Hüseyin Baş’a denetimli serbestlik, Ümit Özdağ’a tutuklama kararı yazan, Müsavat Dervişoğlu’na yazılmış tehdit mektuplarını okuyan bu düzen, dün Ergenekon’da şerefli Türk subaylarına, ihtilallerde bu ülkenin aydınlarına, genç umutlarına yaptığı gibi, eğer bu devrana dur demezsek, yarınlarda hepimizi ihanet senaryolarına kurban edecektir.” ifadelerini kullandı.
Dervişoğlu İYİ Parti’nin birleştiren ve barıştıran parti olacağını öne sürdü. Bolu Kartalkaya facisı için “Ben buna kader demiyorum, kader deyip geçmeyi de reddediyorum!” cümlesini kurdu. İYİ Parti Genel Başkanının açıklamalarında şunlar öne çıktı:
“Onların vatan dedikleri saraydır, bayrakları saraydır, siyasi namusları bile saraydır. Gerisi, herkes ve her şey teferruattır. Buradan, yürütmenin ve yargının harabeye dönmüş yapısı içerisinde, halen nefes alan, kıyıda köşede de olsa, halen görevlerine devam edenlere, yahut susarak bu karabasanın geçmesini bekleyenlere, kısaca ehli namus ve ehli vatan Çoğunluk Türk evlatlarına sesleniyorum: Her neredeyseniz, yerinizden çıkınız, kafalarınızı artık kaldırınız! Bugün vicdanınızın almadığı bu vicdansızlık düzenine, namusunuzun müsaade etmediği bu namussuzluk düzenine, aklınızın kabul etmediği bu akıl dışı yağma düzenine, susarak veya saklanarak daha fazla direnemezsiniz!”
“Kanunsuz emirleri reddedin! Hukuksuz kararları vermeyin! Kendi kardeşinizin kanına girmeyin! Kul hakkı yiyenlerin hanı yağma sofrasındaki kırıntılara tamah etmeyin! Şeref ve namusunuzu kirletmeyin! Hukukla, adaletle bağdaşmayan bu düzenin sopası olmayı, aracısı olmayı, eli olmayı, hınk deyicisi olmayı reddedin!
Kısaca mesleğinizin namusuna sahip çıkıp, sizi yetiştiren bu büyük millete ve cumhuriyete olan borcunuzu ödeyin! Kanunsuz emirleri uygulayanlar bir gün bedelini ödeyecektir.
“Bugün Ekrem İmamoğlu’na iddianame Hüseyin Baş’a denetimli serbestlik,
Ümit Özdağ’a tutuklama kararı yazan, Müsavat Dervişoğlu’na yazılmış tehdit mektuplarını okuyan bu düzen, dün Ergenekon’da şerefli Türk subaylarına ihtilallerde bu ülkenin aydınlarına, genç umutlarına yaptığı gibi eğer bu devrana dur demezsek, yarınlarda hepimizi ihanet senaryolarına kurban edecektir. Bu yüzden mesele şahıslar meselesi değil, Türk Milletinin şahsiyeti meselesidir.”
“İnşa edip kutsadıkları bu düzende, kimin ne olduğunun önemi yoktur. Bu rejimin meşruiyeti tartışmalıdır. Darbe dönemlerine rahmet okutacak, sıkıyönetim uygulamalarını aratacak, örtülü bir istibdat yönetimiyle karşı karşıyayız. Bu gayrimeşruluğu da en zavallıca ve alçakça yöntemlerle, her gün Nazi propagandalarına taş çıkartırcasına, bizlere ‘yerli ve milli’ diye sunabilmektedirler. Stalin’in talimatnamelerine taş çıkartırcasına, her gün başka bir kararla bir yerlere çökmelerini, bizlere Yeni Türkiye diye satabilmektedirler.
Bu yüzden İYİ Parti, bölen değil, birleştiren olacak. Kavga eden değil, barıştıran olacak. Susan değil, konuşan olacak. Gören, bilen ve duyan olacak. Uyuyan değil, harekete geçen olacak! Marjinallikten uzak duran, dar bir alana sıkışmayan, merkezde buluşan olacak! Türkiye’yi Türksüzleştirmeyeceğiz! Cumhuriyeti yıktırmayacağız! Türk vatanını böldürmeyeceğiz!”
“Yöneticilerin ihmallerinden kaynaklanan hiçbir ölüm, toplumun hassas olduğu duygular istismar edilerek geçiştirilemez. 2002 sonrasında yönetimin ihmali, denetim eksikliği ya da kayırmacılığından kaynaklanan ve kader, fıtrat denilerek üstü örtülen ölüm sayısı yaklaşık 55 bin civarındadır. Bu sayıya deprem felaketlerinde hayatını kaybedenler dahil değildir.
“Bunlar, bir avuç oligark, başlarındaki kayyım, devleti şirket, memleketi de şirketlerine sermaye yapmışlar, bizim de bunun adına devlet dememizi bekliyorlar! Ben buna kader demiyorum, kader deyip geçmeyi de reddediyorum!”