9763,67%-1,55
36,32% 0,08
37,97% 0,31
3436,50% 0,32
5658,71% 0,00
Yıllar önce bu konuda ne yazdıysak, ne öngördüysek hepsi birer birer gerçekleşti: Dünya göçmenler için küçülüyor.
Dünyanın her yerinden artan sayıda göçmenin Avrupa'ya ve müreffeh ülkelere akın etmesi, yerel topluma entegre olma konusundaki isteksizlikleri, ciddi suçlar işlemeleri, yerel halkın onlara karşı nefretinin yoğunlaşması, siyasi partilerin puan kapma çabaları ve Göçmen karşıtı söylemleriyle halktan talimat geliyor, her şey bunun işe yaramayacağını, aşırı insan göçünü durduracaklarını gösteriyordu.
İşte o dönemde iletişim kurduğumuz sosyal ve politik aktivistlerin üçte biri ülkeyi terk etmeyi düşünüyor, yollar arıyor, polisin zulmüne ve siyasi baskıya maruz kaldığına dair belge topluyordu. Tanrıya şükür, yetkililer bunların çoğuna yardım etti: Mitinglerde gözaltına alınan, dövülen, idari tutuklamalara mahkum edilen, cezai sorumluluğa getirilen N sayıda insan vardı ve otomatik olarak siyasi motivasyonlu göçün yolu onlara göründü. Mecazi anlamda, arkasında yetkililerin oturduğu ve bu kişilerin yüzüne kapatılan "Avrupa'nın kapıları" yerine, önlerine Avrupa'nın kapıları açıldı.
Birçoğu gitti, fırsatı kaçırmadılar. İyi sebeplerden dolayı (yaşlı anne-baba, yurt dışında yaşayamama korkusu, yaşlılık, parasızlık vb.) bu adımı atmayı göze alamayanlar da vardı. Ancak hayatında hiçbir mitinge katılmamış, sosyal ve siyasi faaliyet göstermeyen, muhalefet partilerinin liderlerini bile tanımayan binlerce insan, "beş yıl mutlu yaşama" aşkıyla Avrupa'ya nakledildi. üç gün".
Ayrıca ülkede yüksek rütbeli memurlar ve patronluk taslayan işadamları olup, daha sonra işten atılıp işletmeleri çöken zengin insanlar da vardı. Bunlar Avrupa'ya sığındılar, mülk satın aldılar, iş kurdular, lüks villalarda daha kolay ve rahat yaşadılar. ülkemizde. Tabi bunu ülkemizde yağmaladıkları büyük paralar sayesinde yaptılar.
Artık onlar için bir tehlike kalmadı, sonuncular. Çünkü gidecekleri ülkede mülkleri, işletmeleri var, ayrıca çocukları ve yakınları için de vatandaşlık kazanmışlar.
Çok sayıda yetim göçmen var ve onlar artık oyun sahasındalar. Biraz mecazi anlamda söylemek gerekirse penaltı noktasına konulan top gibiler, tek vuruşla filelere girecekler.
Şimdi dünyadaki göçmen sıkıntısına ilişkin bazı haberlerin manşetlerine bakalım:
1. "Alman Federal Meclisi milyonlarca göçmeni etkileyecek bir yasayı kabul etti";
2. "Trump, Guantanamo'ya 30.000'e kadar göçmen gönderecek";
3. "ABD Kongresi yasadışı göçmenlere karşı mücadeleye başlıyor";
4. "Meksika, Amerika Birleşik Devletleri'nden yasadışı göçmenleri kabul etmedi";
5. "Polonya-Belarus sınırındaki gergin durum - göçmen geçişlerine olan ilgi artıyor";
6. "Geçen yıl Rusya'dan 80 bin göçmen sınır dışı edildi";
7. "Rus polisi göçmenleri mahkeme kararı olmadan sınır dışı edebilecek";
8. "Almanya devreye girdi - İnsanlar göçmenlere karşı sokaklara çıktı".
Bunlar, ay boyunca göçmenlerle ilgili ortaya çıkan yüzlerce hikayeden sadece birkaçı. İsveç, Hollanda, Avusturya, Macaristan, İtalya, Sırbistan ve Finlandiya'nın katı göçmen politikasına ilişkin haberler farklı.
Türkiye halkı bir aydır Suriyeli göçmenlerin ülkelerine döneceği zamanı bekliyor.
Her gün binlerce Afgan göçmen farklı ülkelerin sınırlarında gözaltına alınıyor.
Savaşsız Latin Amerika ülkelerinden "mutlu ülkelere" giden yüzbinlerce göçmen bir ikilemle karşı karşıya.
Bangladeş ve Senegal'den gelen göçmenler ne okyanustaki tsunami ne de göçmen istemeyen ülke yetkililerinin sert tavrıyla durdurulabilir.
Hintli göçmenler dünyayı ele geçirdi.
Zaman zaman göçmenlerin lastik botlarının İtalya ve Yunanistan kıyılarında batması (gerçekte batması) sonucu öldüğüne dair raporlar geliyor.
Kısacası 10-15 yıl önceki dönem değil. Herkes göçmenlerden bıktı ve geçim koşulları az çok normal olan ülkeler onları bir tehdit olarak görüyor.
Milyonlarca iş gücüne ihtiyaç duyan ve demografik plandaki dengeyi sadece göçmenler pahasına sağlayan Rusya, çevre ülkelerden gelen göçmenlere zaten kapılarını kapatmış, içeridekileri ise topluca sınırdışı etme noktasına geldi.
Genel olarak iyi yaşamak isteyen ve göç etmeyi tercih eden milyonlarca insan için tek çıkış yolu, memleketlerinde arzuladıkları mutlu yaşama ulaşmaktır. Hiçbir toplum tarihi kazanımlarından onlara pay vermek, çiçek bahçesinin kapısını açmak, onlara barınmak istemez.
Halid KAZIMLI