10833,25%-0,07
36,67% 0,08
39,96% 0,20
3527,45% 0,32
5683,00% 0,24
Bir zamanlar Berlin’de bir Türk kahvesine oturduğunuzda, masada bir Hürriyet, bir Milliyet, köşede belki bir Sabah Avrupa bulurdunuz. Bayilerde Türk gazeteleri sıralanır, berber dükkânında müşteriler Türkçe manşetleri tartışırdı. Türkiye’den iki gün gecikmeli de gelse, gazeteler diaspora için memleketin sesi idi.
Peki, bugün?
Birinci nesil çoktan emekli oldu, ikinci nesil gazete okuma alışkanlığını kaybetti, üçüncü nesil zaten Instagram’dan TikTok’tan haber takip ediyor. Türkçe medya eriyor, kapanan kapanana. 56 yıllık Hürriyet Avrupa gazete baskısına son verirken, daha öncesinde Sabah Avrupa basılı yayına veda etti, yerel gazeteler tek tek battı. Peki, ne oldu da Berlin’de Türkçe medya bu hale geldi?
Hadi gelin, Türkçe medyanın Berlin’de nasıl doğduğunu, nasıl büyüdüğünü ve nasıl bir çöküş sürecine girdiğini net, eleştirel ve ironik bir dille anlatayım.
Almanya'da Türk Basın Mensuplarına Skandal Gözaltı
⸻
GURBETİN SESİ: TÜRKÇE MEDYANIN ALTIN ÇAĞI
1960’larda Almanya’ya ilk giden misafir işçiler, memleketle bağlarını koparmamak için Türkçe gazete bulmanın yollarını arıyordu. Başta gazeteler Türkiye’den uçakla getiriliyordu. Sonra anladılar ki bu göç tersine dönmeyecek, Türk toplumu Avrupa’da kök salacak. Hemen Frankfurt’ta matbaalar kuruldu, Hürriyet, Milliyet gibi gazeteler Avrupa baskılarına başladı.
Berlin de bu medya devriminin merkezlerinden biri oldu. Kreuzberg’deki bir manavın köşesinde duran gazeteler, hem Türkiye gündemini hem Almanya’daki Türk toplumunun meselelerini yansıtır hale geldi.
1980’lere gelindiğinde Avrupa’daki Türk basını altın çağını yaşıyordu. Hürriyet Avrupa Berlin’den Frankfurt’a, Münih’ten Stuttgart’a her yerde okunuyordu. Milliyet, Tercüman, Günaydın gibi gazeteler de Avrupa’daki Türkler için özel sayfalar hazırlıyordu. Berlin’de konserlerden dernek etkinliklerine kadar her şey bu gazetelerde yer buluyordu.
Diaspora basını, o yıllarda sadece haber kaynağı değil, aynı zamanda bir kültürel köprüydü. Türkçe medyanın yaşaması demek, Berlin’de Türkçenin yaşaması demekti.
Ama sonra işin rengi değişti…
Almanya: Basın ve İfade Özgürlüğünün Beşiği
⸻
15 TEMMUZ ÖNCESİ VE SONRASI: DİASPORA MEDYASINDA KIRILMALAR
Sonra Türkiye’de FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki hain darbe girişimi yaşandı. Sadece Türkiye’yi değil, Berlin’deki Türk toplumunu da paramparça etti. Kahvelerde, derneklerde insanlar birbirine şüpheyle bakmaya başladı:
“Acaba bu adam FETÖ’cü mü? Bu amca reisçi mi?”
Türkiye’de FETÖ ile mücadele kapsamında yürütülen operasyonların etkisi, Berlin’deki medya dünyasında da hissedildi. 15 Temmuz’dan önce diaspora medyasında farklı siyasi görüşlere yer vardı. FETÖ’nün Avrupa’daki medya organları Berlin’de de aktiftir. Zaman Avrupa, örgütün en büyük yayın organlarından biriydi. Darbe girişiminden sonra Türkiye’de kapatıldığı gibi Avrupa’daki uzantıları da darmadağın oldu.
Öte yandan, muhalif çizgide olan gazeteciler de “FETÖ’cü” suçlamasıyla baskı görmemek için geri çekildi. Türkiye’den gelen siyasi kamplaşma, Berlin’de de medya dünyasını sert bir şekilde ikiye böldü.
Sonuç?
Türkçe medya asli işlevini yitirdi. Almanya’daki Türk toplumunun sorunlarına odaklanacağına, Türkiye siyasetinin kavga alanına dönüştü. Ve okur da haliyle bu çekişmeden sıkıldı, uzaklaştı.
⸻
SİYASETİN GÖLGESİNDE MEDYA
Berlin’de Türkçe basının gerçekten bağımsız olduğunu mu sanıyorsunuz?
Şöyle soralım: Sizce burada basılan gazeteler Berlin’in mi, yoksa Ankara’nın sesi mi?
Yanıt belli.
Bir dönem Avrupa baskılarının patronu olan Hürriyet, önce Doğan Grubu’na aitti, sonra Demirören’e geçti, yani doğrudan Saray’ın kontrolüne girdi. Sabah Avrupa deseniz, zaten hükümetin yayın organı gibi. Diaspora basını, okurun değil, patronun gözüne girmek için yayın yapar hale geldi.
Öyle olunca, manşetlere bakıyorsunuz, Berlin’de yaşayan Türklerin sorunları değil, Türkiye’deki hükümetin öncelikleri ön plana çıkıyor. Almanya’da ırkçılık vakaları artıyor, ekonomi krizleri Türk iş insanlarını zorluyor ama ne gam? Manşette hep Türkiye siyaseti var.
Diaspora basınının sahibi kimse, sesi de onun oluyor. Okur bunu fark edince ne yapıyor? Gazeteyi rafa kaldırıyor. İşte çöküş burada başlıyor.
Berlin Basın(İletişim) Müşaviri Hasan Kocabıyık’ın
Performansı Üzerine Değerlendirme
⸻
EKONOMİK KRİZ VE KAPANAN GAZETELER
Türkçe basının Berlin’deki altın çağından eser yok artık. Gazeteler kapanıyor, yerel medya bitiyor.
1 Şubat 2025’ten buyana Hürriyet Avrupa matbaasında gazetesini basmıyor. 56 yıl boyunca Avrupa’daki Türklerin sesi olan gazete, ekonomik zorluklara dayanamadı. Sabah Avrupa da Aralık 2024’te basılı yayınına son verdi.
Neden mi? Çünkü:
• Okur kalmadı.
• Reklam gelirleri düştü.
• Dijitalleşme çağında basılı gazeteler kan kaybetti.
• Yeni nesil Almanca medya tüketmeye başladı.
Berlin’deki ufak tefek yerel gazeteler de aynı kaderi paylaştı. Reklam pastası küçüldü, giderler arttı, gazete sahipleri tek tek havlu attı.
DİJİTALLEŞME VE ALMANCA’YA KAYAN DİASPORA
Yeni nesil okur Instagram’dan, YouTube’dan, TikTok’tan haber alıyor. Berlin’de doğmuş büyümüş genç bir Türk, artık Almanca haber sitelerini takipte.