Şu ana kadar elimize geçen çivi yazılı belgeler ışığında, M.Ö. 2250 yıllarında Naramsin'in yazdırdığı Şartamhari metinleri ile karşılaştığımız, Turuk krallığı ile ilgili daha fazla ayrıntıyı M.Ö 19. yüzyılda yaşamaya başlamış olan komşu devletlerin arşivlerinden öğrenmekteyiz. Özellikle Turuk krallığının siyasi ilişkileri ve M.Ö. 19 yüzyıldan itibaren bazı kral ve yönetici isimlerini okuduğumuz Mari ve Şuşara (Şemşara) arşivlerinden elde ediyoruz.
1933-1939 yılları arasında çalışmalar ( ll. Dünya savaşı nedeniyle durmuştur.) Fransız arkeoloji enstitüsü tarafından ortaya çıkarılan Mari'de (Kuzey Suriye Tell Hariri ) kraliyet arşivine ait olan çok sayıda çivi yazılı belge (Kil tablet) Turuk krallığı ve Turuk halkı ile ilgili önemli siyasi, coğrafi, politik, askeri ve sosyal bilgiler vermektedir.
Birinci Dünya Savaşı'nın ardından 1952 yılında George Dossin, Archives royales de Mari adıyla, bu belgeleri yayınlamıştır. Oldukça dikkat çeken bu çivi yazılı belgeleri sırasıyla 2002 yılında Wolfgang Heimpel, Letters to the King of Mari ve 2009 yılında T. Bryce, “Handbook of the peoples and places of ancient westen Asia” ile metinler üzerinde çalışmışlardır. Şuşara ( Kuzey Irak Tell Şemşara) da gene Turuk krallığının siyasi, coğrafi, politik ve sosyal yaşamları hakkında bilgiler almaktayız. J.Eidem, J. Laessœ, 2001 yılında The Shemshara Archives 'in l. cildinde Letters adıyla çalışmalarını yayınlamıştır.
Mari ve Şemşara'da çıkarılan çivi yazılı belgeler ışığında Turuk Krallığı hakkında şunları öğrenmekteyiz. Şemşara çivi yazılı metinlerinden elde ettiğimiz bilgiler, Turuk Krallığı, birçok Turuk beyliği'nin bir araya gelmesinden oluşmuştur. Krallık, Merkezi otoritenin sağlandığı, politik bir merkezden idare ediliyordu. İdari merkezde nuldanum unvanlı yöneticileri olduğunu görmekteyiz. Çivi yazılı metinlere ek olarak, Şemşara'da bulunmuş olan mühür baskılarından Itabalhum şehrinin Turuk krallığının merkezi olduğunu anlıyoruz
. Kral Pişenden dönemine ait bir mühür baskısında ' Pişenden, Habalhum'un kralı Turukti'nin oğlu ve Tabitu'nun babası' olarak okunmaktadır. Turukti, Habalhum kralı Uştarşarri'nin oğludur. Bunlara ilaveten Mari kralı Yahtunlim M.Ö.1800'lerde Turuk kralı Tazigi isminden bahsetmektedir. Tazigi'nin Turuk krallığının, Turukki 'den önceki kralıdır. Tekrar Mari'ye döndüğümüzde kral Yahdunlim M. Ö. 1800'lerde Turuk kralı, Tazigi isminden bahsetmektedir. Tazigi'nin, Turuk krallığının Turukki 'den önceki kralı olduğunu anlıyoruz. Asur kralı l. Şamşiadad döneminde, Mari kralı Yahdunlim ile aralarındaki savaşın anlatıldığı çivi yazılı belgede Ta-zi-gi LUGAL Tu-ru-ku-u (Turuk kralı Tazigi) okunmaktadır. LÚ Ti-ru-ki-i (Turuklu adam) ifadesini de Şemşara çivi yazılı mektuplarından okumaktayız.
Eski Babil kralı İddinsin'in Jerusalem kitabesinde de Turuk bölgesinin tanımlayan Ti-ri-uk-ki-na-aš-ve-ki (buradaki ki postdeterminativi ile Turuk coğrafyası anlaşılmalıdır.)
Gene başka bir yazılı belgede LÚMEŠ Tu-ru-ki-um (Turuklu adamlar) ifadesini okuyoruz
. Uğur YANAR