9715,58%4,48
37,99% 0,06
40,92% -0,01
3688,46% 0,02
5964,06% 0,00
Aşık Veysel Şatıroğlu (1894-1973), Türk halk müziğinin ve âşıklık geleneğinin en önemli temsilcilerinden biridir. Sazı ve sözleriyle Türk insanının duygularını, sevgisini, hüznünü ve hayat felsefesini en güzel şekilde dile getirmiştir.
Hayatı
Aşık Veysel, 1894 yılında Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde doğdu. Yedi yaşında çiçek hastalığı nedeniyle iki gözünü de kaybetti. Küçük yaşta babasının teşvikiyle saz çalmaya başladı ve zamanla kendi şiirlerini söylemeye başladı. Âşıklık geleneğine bağlı olarak, hem doğaçlama şiirler söyledi hem de ustalarından öğrendiği halk şiirlerini aktardı.
Ömrü boyunca Anadolu’yu dolaştı, halkla iç içe oldu ve onların sıkıntılarını, sevgilerini, umutlarını dile getirdi. Ahmet Kutsi Tecer gibi edebiyatçılar sayesinde eserleri daha geniş kitlelere ulaştı.
Türk Müziği İçin Önemi
Âşıklık Geleneğinin Temsilcisi: Aşık Veysel, halk ozanlığı geleneğini 20. yüzyılda en güçlü şekilde temsil eden isimlerden biridir.
Sazı ve Sözleriyle Anadolu’yu Anlatması: Şiirlerinde doğa, insan sevgisi, vatan, gurbet, ölüm ve kader gibi konulara yer vermiştir.
Türk Halk Müziğine Katkıları: "Uzun İnce Bir Yoldayım", "Kara Toprak", "Dostlar Beni Hatırlasın" gibi eserleri Türk halk müziğinin en değerli parçaları arasında yer alır.
Cumhuriyet Döneminin Sesi Olması: Atatürk’ün öncülüğünde halk müziğinin ve köy enstitülerinin gelişmesine katkı sağlamıştır.
Eserlerinden Örnek
"Uzun İnce Bir Yoldayım"
"Uzun ince bir yoldayım,
Gidiyorum gündüz gece,
Bilmiyorum ne hâldeyim,
Gidiyorum gündüz gece..."
Bu şiiriyle hayat yolculuğunu, insanın kader karşısındaki acizliğini ve sonsuz bir yürüyüşü anlatmıştır.
Aşık Veysel, sazı ve sözleriyle hâlâ yaşamaya devam eden büyük bir halk ozanıdır. Onun eserleri, Türk halk müziğinde ve edebiyatında unutulmaz bir yer tutmaktadır.
Aşık Veysel Şatıroğlu (1894-1973), Türk halk müziğinin ve âşıklık geleneğinin en önemli temsilcilerinden biridir. Sazı ve sözleriyle Türk insanının duygularını, sevgisini, hüznünü ve hayat felsefesini en güzel şekilde dile getirmiştir.
Hayatı
Aşık Veysel, 1894 yılında Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde doğdu. Yedi yaşında çiçek hastalığı nedeniyle iki gözünü de kaybetti. Küçük yaşta babasının teşvikiyle saz çalmaya başladı ve zamanla kendi şiirlerini söylemeye başladı. Âşıklık geleneğine bağlı olarak, hem doğaçlama şiirler söyledi hem de ustalarından öğrendiği halk şiirlerini aktardı.
Ömrü boyunca Anadolu’yu dolaştı, halkla iç içe oldu ve onların sıkıntılarını, sevgilerini, umutlarını dile getirdi. Ahmet Kutsi Tecer gibi edebiyatçılar sayesinde eserleri daha geniş kitlelere ulaştı.
Türk Müziği İçin Önemi
Âşıklık Geleneğinin Temsilcisi: Aşık Veysel, halk ozanlığı geleneğini 20. yüzyılda en güçlü şekilde temsil eden isimlerden biridir.
Sazı ve Sözleriyle Anadolu’yu Anlatması: Şiirlerinde doğa, insan sevgisi, vatan, gurbet, ölüm ve kader gibi konulara yer vermiştir.
Türk Halk Müziğine Katkıları: "Uzun İnce Bir Yoldayım", "Kara Toprak", "Dostlar Beni Hatırlasın" gibi eserleri Türk halk müziğinin en değerli parçaları arasında yer alır.
Cumhuriyet Döneminin Sesi Olması: Atatürk’ün öncülüğünde halk müziğinin ve köy enstitülerinin gelişmesine katkı sağlamıştır.
Eserlerinden Örnek
"Uzun İnce Bir Yoldayım"
"Uzun ince bir yoldayım,
Gidiyorum gündüz gece,
Bilmiyorum ne hâldeyim,
Gidiyorum gündüz gece..."
Bu şiiriyle hayat yolculuğunu, insanın kader karşısındaki acizliğini ve sonsuz bir yürüyüşü anlatmıştır.
Aşık Veysel, sazı ve sözleriyle hâlâ yaşamaya devam eden büyük bir halk ozanıdır. Onun eserleri, Türk halk müziğinde ve edebiyatında unutulmaz bir yer tutmaktadır.
#AşıkVeysel #AşıkVeyselŞatıroğlu #AşıklıkGeleneği #Ozanlık