Bir fabrikanın büyük bir makinesi bozulur. Günlerce uğraşılır, birçok tamirci çağrılır ama netice alınamaz. Sonunda yaşlı bir usta getirilir. Usta, sessizce makinenin etrafında dolaşır, gözleriyle parçaları tarar, sonra "Bir çekiç verin" der. Çekiç gelir, usta tespit ettiği yere bir kez "tık" diye vurur ve makine çalışmaya başlar. Patron memnun, usta 1000 dolar ister. Patron şaşkın: “Sadece bir vurmayla mı?” der. Usta cevabı verir:
"Çekici vurmak 1 dolar. Nereye vuracağını bilmek 999 dolar."
İşte mesele burada yatıyor.
Bugün Türkiye’de, sosyal medyada, siyasette, akademide, ekonomide, hatta diplomasi masalarında binlerce kişi elinde çekiçle geziniyor. Herkes bir yerlere vuruyor. Ama çekiç, çoğu zaman yanlış yerlere iniyor. Çünkü mesele çekici vurmak değil, nereye vuracağını bilmektir. Bunun adı tecrübedir, bunun adı ferasettir, bunun adı hikmettir.
Bugün yapılan birçok siyasi hamle, medyada oluşturulan algılar, hazırlanan raporlar, çekilen belgeseller, düzenlenen etkinlikler, çekici vurmak için… Ama sonuç alınmıyor. Çünkü hamleler bilgiyle değil, öngörüyle değil, bir stratejiyle değil; telaşla, korkuyla ya da gösterişle yapılıyor.
Şunu unutmayalım: Her bilen konuşamaz, her konuşan bilmez. Her hareket fayda sağlamaz. Her alkış başarıya işaret etmez.
Bizim milletimiz yorgun ama hâlâ sağduyulu. Bu milletin gözünden kaçmaz kimin neyi neden yaptığı. Milletimiz, kendisine kimin samimi bir şekilde yöneldiğini, kimin sadece sahne aldığını çok iyi ayırt eder.
O yüzden bir işi yaptıktan sonra değil, yaparken değil; tam olarak yapmadan önce düşünmek, analiz etmek, geçmişi iyi bilmek, bugünü doğru okumak ve yarını sezmek gerekir.
Yani bir fikri savunmadan önce, bir slogan atmadan önce, bir kitleye seslenmeden önce sorulması gereken tek soru şudur:
Ben çekici doğru yere mi vuruyorum?
Siyaset sahnesinde bazıları sadece çekici sallamakla meşgul. Ama hedefi olmayan çekicin sesi sadece gürültü yapar, netice vermez. Hedefi bilmeyenler için en büyük tehlike, güçlerini yanlış yerde harcamaktır. Bu ülkenin ihtiyacı olan şey sadece enerji değil, o enerjinin doğru yere kanalize edilmesidir.
Unutmayın, hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgâr yardım etmez. Ve çekici yanlış yere vuran usta, sadece makineyi değil, güveni de bozar.
Bu yazdıklarım üzerine bir düşünün derim. Çünkü bazen doğru bir teşhis, bin kelimelik propagandadan daha kıymetlidir.
Kalın sağlıcakla...
Kadir Uğur Yılmaz