-YAZICIOĞLU VE    ARKADAŞLARI NEDEN MÇP’DEN İSTİFA ETTİLER?

-ÜZEYİR GARİH YAZICIOĞLU’NA NEDEN MADDİ DESTEKTE BULUNMADI?

-TÜRKEŞ’İ PARİS’TE ERMENİSTAN CUMHURBAŞKANI İLE KİM BULUŞTURDU?

-ERBAKAN KİMİN SAYESİNDE BAŞBAKAN OLABİLDİ?

-YAZICIOĞLU YANİ BBP NEDEN AK PARTİYE İLTİHAK ETMEDİ?

Vahit Özdemir: 
Muhsin Yazıcıoğlu’nu 1977 yılında akrabamız rahmetli Osman Bölükbaşı’nın Ankara Alaçam Sokak’taki evinde tanıdım.

O sırada Brüksel Başkonsolosluğumuzda görev yapıyordum. Muhsin Başkan da Ülkü Ocakları Genel Başkanı’ydı.

Telefonla görüşmek mümkün değildi o dönem ara ara mektuplaştık.

1978’de ben İran’a gittim, o zaman da aynı sıkıntı mevcuttu, 12 Eylül Darbesi yapıldı. Tutuklandı. 1980’den 1987’ye kadar hapisteydi. Hiç görüşemedik.

Bazen değişik isimlerle mektup gönderiyordum.

Hapisten çıktıktan sonra o zamanki adıyla Milliyetçi Çalışma Partisi’nde (MHP kapatılmıştı) Genel Sekreter Yardımcısı oldu.

Genel Sekreter Dr. Devlet Bahçeli’ydi.

1991 yılında Refah Partisi, Milliyetçi Çalışma Partisi (şimdiki adıyla MHP) ve Islahatçı Demokrasi Partisi ittifak yaptılar.

Bu sayede Yazıcıoğlu Sivas’tan milletvekili seçildi.

Abdüllâtif Şener birinci, o da ikinci sıradaydı. Her ikisi de Meclis’e girdiler. ‘91’den ‘95’e kadar vekilliği devam etti. Bu arada ‘92’de Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşları Milliyetçi Çalışma Partisi’nden istifa ettiler, Büyük Birlik Partisi’ni kurdular. Gerekçeleri; “Biz Fikri Sağlar’ın içinde bulunduğu Hükümete güvenoyu vermek için Mamak zindanlarında sürünmedik, o kadar şehit vermedik” idi.

Türkeş onları MÇP’de kalmaları için ikna edemedi, Partiden ayrıldılar.

Bana göre yanlış bir tercihti. Eğer Muhsin Yazıcıoğlu Partide kalsaydı, daha sonra Milliyetçi Hareket Partisi’nde önemli yerlere gelirdi.

Mesela ’99 seçimlerinden sonra Başbakan olabilirdi. O cesareti ve feraseti vardı.

2000’de rahatlıkla Cumhurbaşkanı  seçilebilirdi.

Türkiye’yi erken seçime götürmezdi.

Mesela, 2002’de erken seçim yapılmasa, seçimler bir altı ay daha ertelense bu günkü tablo ortaya çıkmayabilirdi.

Özlem Pekcan: 
Birlikte Üzeyir Garih’ten para istemeye de gitmiştiniz değil mi?

PARA SIKINTISI:
Vahit Özdemir: 
Büyük Birlik Partisi’nin 2001 yılında aylık masrafı 60 bin lira civarında. Tuna Caddesi’nde beş katlı bir binadalar. Sahibi doktor. Binayı ısıtamıyorlar, personele maaş veremiyorlar. Sıkıntı içindeler. Muhsin Yazıcıoğlu bir vesileyle benim Üzeyir Garih’le hukukumu ve dostluğumu öğrenmiş: “Bir gidelim,” dedi. Kabul ettim. (Nisan-2001)

O sırada Üzeyir Garih Ankara’ya gelmişti, bir enerji konferansı için. Onunla buluştuk; “Muhsin Başkan’la Sizi ziyarete geleceğiz,” dedim.

“Buyurun beklerim,” dedi, bize randevu verdi.

Günü gelince İstanbul’a gittik. Ortaköy’de eski Ortaköy Şifa Yurdu’nun binasındalar.

Hatta şimdiki Ürdün Kralı’nın dedesi psikolojik bunalıma girdiğinde burada ölünceye kadar uzun süre tedavi görmüş. Ara -  sıra balkona çıkar, gazetecilere şov da yaparmış. Sonradan Üzeyir Garih’in Holding merkez binası olmuş.

Kapısında manda kasa dediğimiz bir Mercedes, önünde Filipinler bayrağı takılı. Çünkü Garih, Filipinler Fahri Konsolosu.

Neyse biz içeri girdik. Sekiz-on kişiyiz. Bunlar arasında Konyalı bir iş insanı Mustafa Kabakçı da mevcut.  Daha adımımızı attık, Garih uyanık adam, bize nefes aldırmadı: “Sen niye Milliyetçi Hareket Partisi’nden istifa ettin? İstifa etmeseydin partinin başında bugün sen vardın!” diye Muhsin Başkan’a yüklenmeye başladı. “Bak şu saati Başbuğum verdi bana.”

Ağırlama da pek iyi değildi açıkçası. Çay ve bisküvi ikram ettiler. Garih bu arada konuşuyor; Muhsin Başkanı tenkit ediyor, onu suçluyor.

Rahmetli Türkeş’le çok yakın ahbap olduğunu, beraber çalıştıklarını, Ermenistan Cumhurbaşkanı ile Türkeş’i Paris’te kendisinin buluşturduğunu anlatıyor.

Hatta Türkeş ona: “Yahu sen Osmanlı’sın, Türk’sün, bırak bu Yahudiliği!” demiş.

Neyse sonunda biz çıktık, Muhsin Başkan: “Biz buraya niye geldik?” dedi.

Kahkahayı patlatıyorum. “Para isteyemediniz yani,” diye de ekliyorum. Vahit Bey de gülüyor. “İsteyemedik, adam bizi şoka soktu, derdest etti gönderdi” diye cevap veriyor.

Kaldığımız yerden devam ediyoruz.

ÖNCE İSLAMCI SONRA MİLLİYETÇİ

Özlem Pekcan: 
Muhsin Yazıcıoğlu nasıl biriydi?

Vahit Özdemir: 
Samimi bir adamdı. Önce İslamcı sonra Milliyetçiydi. Vicdanlı bir adamdı. Beş vakit namazındaydı. Abdestsiz sokağa çıkmazdı. Bir ekmeği varsa paylaşırdı. Lafına sözüne güvenilirdi. Dirayetliydi. MHP’den ayrılmasaydı, Devlet Bahçeli’nin Genel Başkan olması mümkün değildi.  

Özlem Pekcan: 
Yazıcıoğlu ile en son ne zaman görüştünüz?

Vahit Özdemir: 
En son hayatını kaybettiği o helikopter kazasından bir hafta on gün önce. Zaten sıkıntısı olduğunda beni arıyordu. Yerine göre 5 bin – 10 bin lira istiyordu. Bende de para yok. Tanıdığımız iş adamlarına eşe dosta rica ediyorduk.

Hatta bir defasında Kayserili zengin bir iş adamı: “Yeter artık kardeşim, bu adamın iktidara gelme şansı yok, bize fayda sağlama ihtimali yok. Hem kendisini hem bizi yoruyor!” diye çıkıştı.

Haksız da sayılmazdı.

Biliyorsunuz; ‘95’te ANAP’la ittifak yaptı ve Erbakan’ın Başbakan olmasını sağladı. 
(1996- 1997 REFAHYOL  HÜKÜMETİ )

Sonra  Muhsin Başkan’a “ Niye Erbakan’ı Başbakan yaptın?” diye sordum.

“Müslüman bir adamın Başbakanlığını  engelledi diye tarihe geçmemek için. Ama Erbakan bize vefa göstermedi. Mesela ’99 seçimlerinde bize üç-beş vekil kontenjanı verebilirdi, bunu yapmadı,” dedi.

Muhsin Yazıcıoğlu ile Vahit Özdemir (arkada) İstanbul’da. (Fotograf)

MUHSİN YAZICIOĞLU’NA “AK PARTİ’YE KATIL,” DEDİM

Vahit Özdemir: Şubat 2001’de Tayyip Bey’le İstanbul Üsküdar’daki Ofisinde görüşmemizden sonra Muhsin Başkanı ertesi gün ziyaret ettim:

“Tayyip Bey parti kuracak, sen de orada ol. Partinle oraya katıl. Sen de genel başkan başyardımcısı olursun,” dedim. “Sen bunları tanımıyorsun. Ben bunların ağababasını Başbakan yaptım, bize sahip çıkmadı. Bunlarla çalışmak son derece zor,” dedi.

Sonra çekmeceyi açtı, Tayyip Bey’in büyük oğlunun düğün davetiyesini gösterdi; “Ya bana bir düğün davetiyesi geldi, ne diyorsun?” diye sordu. “Gitsen iyi olur,” dedim. Düğüne gitti ve Burak Erdoğan’ın nikâh şahitleri Erbakan’la Muhsin Başkan oldu.

NOT: EDİTÖR ÖZLEM PEKCAN’IN KALEME ALDIĞI ÇARIKLI DİPLOMAT VAHİT ÖZDEMİR KİTABINDAN ALINTIDIR.

NEREDEN NEREYE?

Vahit Özdemir
(E) Diplomat
01 Mart 2025