Yıl 1925. Cumhuriyet henüz 2 yaşında. Anadolu'nun üstünde hâlâ savaşın tozu, dumanı var.
Yeni kurulan devletin en büyük hayali ise bağımsızlık...
Her alanda. Ekonomide, sanayide, eğitimde ve savunmada.
İşte bu hayalin adıydı Şakir Zümre.
Bir idealistti. Avrupa'da eğitim almış, dil bilen, vizyon sahibi bir girişimciydi.
Ama onu özel kılan şey, elini taşın altına koymaktan korkmamasıydı.
O yıllarda devletin bile adım atmaya çekindiği bir alana, silah ve mühimmat üretimine gönül verdi.
Türk ordusunun kendi silahını, kendi topunu, kendi bombasını yapabileceğine inandı.
Ve başardı.
İstanbul’da kurduğu fabrikada Türk uçakları için yerli bomba üretmeye başladı.
Sadece uçak bombası değil, el bombası, deniz mayını, cephane kutuları...
Ne lazımsa yaptı. Atatürk’ün bizzat desteklediği bu hamle, Türkiye’nin savunma sanayisinde millîleşme yolundaki ilk kıvılcımlardan biri oldu.
1939 yılında, II. Dünya Savaşı’nın başladığı o kara günlerde Şakir Zümre’nin fabrikası tam kapasiteyle çalışıyordu.
Türkiye tarafsızdı belki ama hazırlıksız değildi.
Şakir Zümre’nin ürettiği mühimmat, olası bir savaşta kullanılmak üzere depolara girdi.
Ama sonra ne mi oldu?
Savaş bitince bu milli başarı öyküsü yavaş yavaş unutturuldu. Savaş sonrası Türkiye, Batı’ya yöneldikçe yerli savunma sanayii de adım adım geri plana itildi. Şakir Zümre, bir sabah devlet siparişlerini kaybetti. Yalnız bırakıldı.
Ve sonunda, bombalardan sobaya, sobadan sessizliğe geçiş yaptı.
Evet, doğru duydunuz. Türkiye'nin ilk yerli uçak bombalarını üreten o tarihi fabrika, bir gün soba üretmeye başladı. Şakir Zümre'nin adını artık sadece yaşlılar hatırlıyor, gençler ise hiç duymadı bile...
Oysa bugün savunma sanayisinde millîleşme konuşulurken, Şakir Zümre gibi öncülerin adı altın harflerle anılmalıydı. Çünkü bu milletin evlatları, 100 yıl önce kendi bombasını yapabilecek inanca ve zekâya zaten sahipti.
Unutmamak gerek:
Bir milletin hafızası, geçmişte atılan bu cesur adımlarla şekillenir.
Ve Şakir Zümre'nin hikâyesi, sadece bir fabrika değil, bir ruhun hikâyesidir.
Strateji Uzmanı
Gazeteci Yazar
Gökalp Şentürk